Dünyanın bir ucunda...

15 Aralık 2022 Perşembe

Dünyanın öbür ucunda Kanada’nın Toronto kentindeyim... Ve bugün size yalnız ve yalnız güzelliklerden, burada bulunma nedenimden, Toronto’nun sakin, sessiz, saygılı, sabırlı, kavgasız gürültüsüz patırtısız, geçmişiyle yüzleşmeyi bilen, özür dilemeyi bilen kültürel yaşamından söz etmek isterdim. Gelin görün ki...

DÜNYA KÜÇÜK, UTANÇ BÜYÜK

Gelin görün ki burada karşılaştığım Türklerden en çok duyduğum soru şu: “Ülkemiz hep bu denli ahlaksız, bu denli yoz, bu denli utanç verici miydi? Yoksa dinci ve kinci kuşaklar yetiştirmek üzere yola çıkılınca mı böyle oldu?” 

Farkındaysanız iki soru var burada. İkincinin bol bol çeşitlemeleri de yapılıyor: Örneğin, cami sayısı artınca mı? Karşıdevrim uygulandıkça mı? İnsanlar dinle korkutulunca mı? Bu iktidarla birlikte insanlar dinden soğutulunca mı? Zorunlu ilköğretim ortadan kaldırılınca mı? Tarikatlar dinin sözde temsilcisi olunca mı? Soruların ardı kesilmiyor. 

 Kırk yıldır buraya yerleşmiş olanlar bile anbean Türkiye’deki haberleri izliyor. Aklıbaşında, biraz vicdan sahibi her insan gibi, onlar da Hiranur Vakfı skandalıyla sarsılmış; diyanetin sessizliğini, Erdoğan’ın “özrü kabahatinden büyük” gecikmiş tepkisini, aileden sorumlu bakanın, adalet bakanının hâlâ istifa etmemesini, tarikatların kapatılmamasını sorgular olmuş!

Doğrusu buradaki Türklerin işi bizimkinden de zor. Çünkü malum Kanada dünyanın her köşesinden gelmiş göçmenlerden oluşan bir nüfusa sahip. Ve günümüzde dünya çok küçük. Türkiye’de yaşanan bu ahlaksızlığı, bu utanç verici durumu bir de yedi düvele anlatmak durumundalar! 

DÜNYA KÜÇÜK, SANAT BÜYÜK

Hayır, Toronto’ya gelme nedenim, bu konuları tartışmak değildi. Toronto’da bir kültür merkezi işlevini gören Ankara Kitaplığı’nın davetlisi olarak, “Leyla Gencer” kitabımdan belgeselci Selçuk Metin’in gerçekleştirdiği İKSV yapımı belgeselimiz “Leyla Gencer; La Diva Turca”nın gala gösterimi için geldim. Gösteri sonrasında Selçuk Metin’le birlikte soruları yanıtladık ve “Tutkunun Romanı” kitabımı imzaladım. 

 İlginçtir, soruların çoğu Türk olmayan izleyiciler, müzik ve opera eleştirmenleri ve opera sanatçıları ile müzisyenlerden geldi... Filmin ayakta alkışlanması, salonu Türkler kadar yabancı konukların da doldurması, bizler kadar Ankara Kitaplığı yetkililerini de mutlu etti.  

ANKARA KİTAPLIĞI 

Toronta Ankara Kitaplığı buradaki Türkler, özellikle gençler için çölde bir vaha, bir deniz feneri, bir yol gösterici, Türkiye’yle ilgili Türkçe ve İngilizce tarih, edebiyat, felsefe, din, psikoloji, sosyoloji, sanat konuları ağırlıklı altı bini aşkın kitapla hizmet veriyor. Çocuklar için Türkçe ve İngilizce çok zengin bir koleksiyonu var. Halka açık olan Ankara Kitaplığı’ndan okumaya meraklı herkes kaydını yaptırarak kitap ödünç alabiliyor. Ayrıca ilk ve yüksek eğitim kurumlarında araştırma yapanlar, öğretmenlere destek veriyor. 

2000 yılından beri gönüllülerle ve sponsorların katkılarıyla ayakta duruyorlar. Türkiye’den çeşitli yazarlarla okuru buluşturmak film ve tiyatro gösterileri, söyleşi günleri gibi etkinlikleri de var. Öncelikleri kültürler arası köprüler kurmak, sınırları ortadan kaldırmak... 

Bundan 8 yıl önce de Uluslararası PEN Kongresi Quebec’te yapıldığında Ankara Kitaplığı’nın konuğu olmuştum. Bu kez kitaplığın taşındığını çok daha güzel bir mekâna sahip olduklarını görmek beni mutlu etti. 

Karanlığa değil aydınlığa yönelen umut veren, her karanlık gecenin sonunda mutlak güneş doğar dedirten bu çabaya alkışlar! Yönetim kurulu başkanı Özen Vekillioğlu başta olmak üzere emek veren, katkıda bulunan herkesi kutluyorum. 

Müzelere, muhteşem Leonard Cohen sergisine, sihirli Harry Potter müzikaline yerim kalmadı... Ama yolu buraya düşen ne yapıp edip mutlak iki çılgın Türk’ün İrem ve Serhat Saçıldı’nın “Flame” (Food & Design) restoranına gidip Türk mutfağı lezzetinin yaratıcı tasarımla buluşmasına tanıklık etsin! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları