İnsan sorumluluktur

09 Ağustos 2020 Pazar

Bu ülkenin kadınları çok güçlü! Bunu bir kez daha gördük. Tırnaklarıyla kazıya kazıya kazandıkları haklardan vazgeçmeyeceklerini, sonuna dek bu haklara sahip çıkacaklarını bir kez daha ispatladılar. Ülkenin her köşesinden seslerini yükselttiler. Hangi görüşten, hangi düşünceden, hangi geçmişten ve birikimden olurlarsa olsunlar, aynı noktada birleştiler.

O nokta: “YAŞAMAK İSTİYORUZ” çığlıydı... O nokta, “erkek adaleti değil, GERÇEK ADALET istiyoruz” çığlıydı.

Sadece temmuz ayında en az 36 kadının öldürüldüğü, 11 kadının kaybolduğu (muhtemelen bir süre sonra ölüm haberleri gelecektir) ve 2020’nin başından bu yana en az 182 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü düşünülürse, bu çığlığa şaşmamak gerekir. (Sayılar, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan)

Sokaklarda, alanlarda

Geçen hafta boyunca, Türkiye’nin çok farklı yörelerinde her yaştan kadınlar sokaklardaydı, alanlardaydı. “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” diye haykırmak için... İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanırsa, kadına yönelik şiddetin gerileyeceğini bildikleri için... Temmuzda iktidar partisinin tartışmaya açtığı, yok İstanbul Sözleşmesi bizim âdetlerimize uymazmış, yok eşcinselliğe yol açarmış, yok milli ve yerli değilmiş abukluklarına karşı sokaklara, alanlara çıkıp gerçekleri haykırdılar. (Oysa bin kez açıkladık: Evrensel ve çağdaş değerlerin millisi ve yerlisi olmaz! Ama şiddetin, öfkenin, sömürünün milli ve yerlisi bal gibi oluyor.) Kimi yerde örneğin İzmir’de polis şiddeti bile onları yıldırmadı... Sözlerini söylediler, haklarını savundular.

Medeni Kanunu savunma görevi

Şimdi sizi bir an için geriye götüreceğim: Geçen yılın sonlarında din şurâsının kapanışında Erdoğan, açık açık “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz; hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz” diye ilan ettiğinde, zaten laiklik ilkesini, anayasayı çiğnemiş, Medeni Kanunu hedef almıştı...

Yine bir süre önce Ayasofya’nın müze statüsünden çıkarılıp büyük bir gösteriye dönüştürülerek, üstelik binlerce insanın sağlığını da tehlikeye atarak elde kılıç fetih ve şeriat simgesine dönüştürülmesi bir kez daha en açık seçik biçimde art niyeti ortaya dökmüştü...

Fetih, hilafet tutkusu... Kadını ortaçağ koşullarına ya da dinlerin fanatizmine hapsetme düşüncesi... Bu gelişmeler muhafazakâr kesim kadınları bile tedirgin etti. Yaşama hakkı, şiddete karşı durma hakkı, çalışma hakkı, birey olma hakkı, eğitim hakkı, miras hakkı ve daha nice haklarını savunmak üzere onlar da İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktılar. (Örneğin ASAP ve KADEM)

Şimdi tüm kadınlara düşen görev, siyasal İslamın hedef aldığı Medeni Kanunu korumaktır. İki gün önce Ali Sirmen çok güzel özetlemişti. Siyasal İslam, siyasete alet edilen tüm dinler gibi kadın sorunlarını çözemez, tam tersine kadın sorunlarının nedeni olur.

Bütün bu gelişmeleri yaşarken, haberlerini büyük bir ilgiyle izlediğim Seyhan Avşar’ın “Rezilsiniz” kitabını okuyordum. (A7 Kitap) Tarikat-siyaset-cemaat sarmalında insanlığın düşebileceği en korkunç, en ahlaksız, rezil durumları mahkeme tutanaklarıyla ortaya seriyordu. Kuran kurslarında çocuklara karşı işlenen dehşet verici suçları...

Medeni Kanunun, eğitim birliğinin önemini hâlâ idrak etmeyen varsa bu kitabı okusun yeter.

Gülten Akın’a saygıyla

Geçen hafta içinde edebiyatçı, yazar ve şairlerden oluşan 155 kadın, yetkilileri sözleşmeyi ivedilikle uygulamaya çağıran bir bildiri yayımladık. Başlık, Gülten Akın’ın şiirinden “Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur” dizesinden alınmıştı. Geniş yankı alan bildiriyi okuyan pek çok okur, şiirin tümünü okumak istedi. İşte bu pazarın şiiri, Gülten Akın’dan “Savaşı Beklerken” şiiri:

Nergisten sorumlu değilmişim bunu öğrendim

Kar umarsız yağabilir, ayaz çıkabilir

Uzun sürebilir, kötü şeyler olabilir

Nergis uyanmayabilir

Ne ışgını ne dalı sor ne de tomurcuğu

Aklım kırık, şaşırdı beklentilerim

Kimyasal korkular, kanlı gecelikler, dalgalı sirenler

Çocukları koyver, nereye gitseler ne yapsalar

Nasılsa füzeler bombalar onları buluyor

Nergisten ben sorumluydum, ışgından ve çocuklardan

Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları