“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımda görevi devraldığımda İstanbul’da ağaç mağaç böyle bir şey yoktu.”

Bu cümleyi kim kurmuş olabilir diye sorsam herhalde tahmin edersiniz.

İpucu vereyim: Cümle gerçeğe aykırı.

Evet, bildiniz. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan!

Geçen hafta Dünya Çevre Günü dolayısıyla söyledi bunu. 

Peki, bunu kim söylemiş olabilir?

“Üçüncü bir köprü olayını düşünecek olursak, bu TEM’in kuzeyindeki bölgede kalan akciğerimizin yok edilmesi demektir ve bu ciddi bir yanlıştır. Bunu bekleyen bazı mahfillere yeni rant alanları veya rant haritaları sağlama olayıdır.”

İpucu vereyim: Aşağıdakini söyleyen de aynı kişi.

“Yakında ilk köprüsünün temelini atarak fiilen hayata geçirmeye başlayacağımız Kanal İstanbul da inşallah tarihe damgasını vuran bir eser olarak ülkemizin iftihar tablosu içerisindeki yerini alacaktır.”

27 yıl arayla aynı kişiden birbirine taban tabana zıt iki açıklama!

Bu öyle bir kişi ki…

Göreve geldiği günden bu yana, Munzur’dan Kaz Dağları’na, Cerattepe’den Yassıada’ya, Uzungöl’den Kirazlı’ya…

Tüm ülkede doğa, sermayenin talanına açıldı; AKP döneminde Türkiye yandaş müteahhitlerin rant alanı oldu!

Kafanız mı karıştı? Tutarlılık ararsanız karışır elbette.  

İki sözü de söyleyen, Recep Tayyip Erdoğan’dı. İlkini, 1994 İBB seçimi sırasında TRT’de yayımlanan Açık Oturum programında dönemin Refah Partili belediye başkan adayı iken söyledi. Diğeri ise 21 Mayıs 2021’de, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylendi.

Bildiğimiz “dün dündür, bugün bugündür” anlayışıyla kendini yalanlayan siyasetçiler için sadece bir örnek…

İNATLAŞTIKLARI DOĞADIR!

“Çevrecinin daniskasıyım!” diyen Erdoğan, birkaç ay önce, partisinin İstanbul il kongresinde, İstanbul Kanalı denilen çılgın projesini “inadına” yapacaklarını haykırmıştı.

İstanbul’da benden önce ağaç mağaç yoktu, diyor ama aynı anda kentte kitlesel bir ormansızlaşmaya yol açacak projeyi de dayatıyor.

Bu Rant Kanalı için ne kadar ağaç katledilecek biliyor musunuz?

Türkiye Ormancılar Derneği, projenin hayata geçirilmesi halinde, kentte 458 hektarlık ormanlık alanın yok olacağını açıkladı. 

Hayalinizde canlandırmak için söylüyorum: 595 futbol sahası büyüklüğünde bir alana denk geliyor bu!

Bunun 287 hektarı Türkiye’deki koruma değeri en yüksek olan muhafaza ormanı statüsündeki Terkos Gölü Muhafaza Ormanı sınırları içinde… 

Üstelik çevrede yapılacak yeni yerleşim yerlerinin inşası da düşünülünce, bunun 3 bin hektara (3 bin 896 futbol sahası) çıkacağı hesaplanıyor.

Çevre Bakanı, kanalın yapımı sırasında kesilecek ağaçların 10 misli fidan dikme sözü veriyor. Verdikleri sözleri tutacaklarına inansanız bile ağaçlar kesilince yaşama alanları yok olacak hayvanları düşünmedikleri gibi ekosisteme verilecek zararı da hesaba katmıyorlar.

Ve batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine Türkiye’nin doğasını sermayeye, Katarlılara satıyorlar!

TARİHİ İHANET

Bu arada sürekli kendileriyle çelişirken halkı da aptal yerine koyuyorlar. 

Ama haksızlık etmeyelim. Bozuk saatin bile günde iki kere zamanı doğru göstermesi gibi nadiren de olsa, aradan yıllar da geçse, geçerliliğini yitirmeyen sözleri de oluyor.

Örneğin…

Tarih: 21 Ekim 2017. 

Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde kürsüde yine Erdoğan var. 

Diyor ki:

“Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum.”

İşte bu, zamanı aşarak gelecek kuşaklara iletilecek özlü ve çok doğru bir söz! Kendisini ve partisini böyle hatırlayacağız.