Barış Doster

ABD niçin çekiliyor?

29 Aralık 2018 Cumartesi

Türkiye ve dünya, ABD’nin Suriye’den asker çekme kararını tartışıyor. Bu kararın nedenleri ve sonuçları bir süre daha konuşulacak. ABD’nin Irak’taki 5 bin askerinin, her an Suriye’de de kullanılabilecek şekilde konuşlandırıldığını ve Suriye’de IŞİD terör örgütüyle mücadelede de Türkiye’nin öne çıktığını anımsatıp çekilme kararının bir başka yönüne dikkat çekelim. ABD’nin devlet kapasitesine...
Öncelikle bir tespitle başlayalım. Ülkemizde de tanınan, Fransızların seçkin siyaset bilimi hocası Maurice Duverger, “İmparatorluk” tanımını şöyle yapar: 1) İdeoloji, değer üretirler. 2) Güvenlik üretirler. 3) Yayılmacıdırlar.
ABD’nin son 20 yıldaki durumuna baktığımızda şunu görüyoruz: İktisadi büyüklüğü de toplam borcu da 20 trilyon doları geçiyor. Emperyalist bir devlet olarak hegemonya kabiliyeti aşınıyor. Soğuk Savaş yıllarında “dünyanın jandarması” olarak anılırken, günümüzde pek çok bölgeden, geride vekillerini bırakarak çekilmek zorunda kalıyor. En önemli rakiplerinin (Çin ve Rusya) yükselişini önleyemiyor. İki stratejik ortağından (İngiltere ve İsrail) sonra, en önemli müttefiki olan Avrupa Birliği’nin (AB) gerilemesini durduramıyor. Hele de AB’nin lideri Almanya’nın ABD ile arasına mesafe koymasını, Rusya ve Çin’le yakınlaşmasını engelleyemiyor.

ABD bu adımları niçin attı?
Dahası var...
ABD, 2015’te İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan (P5+1), 2018’de tek taraflı olarak çekildi. Ama değil dünyayı, Rusya ve Çin’i, kararda imzası olan Avrupalı ortaklarını bile ikna edemedi. İran’a yönelik yaptırımlar başlattı. Bir miktar etkili de oldu. Fakat Almanya ve Fransa, İran’la ticareti sürdürmek için yeni bir finansal mekanizma kurmaya yönelik çalışma başlattılar.
ABD, Soğuk Savaş döneminde SSCB ile imzalanan, nükleer savaş tehdidini azaltmaya yönelik önemli bir adım olan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekildi. Sadece Rusya değil, Avrupa da tepki gösterdi.
ABD, bir zamanlar yakın ilişkide olduğu Pakistan’la ciddi sorun yaşıyor. Pakistan’ın da, ABD’yle güçlü ilişkileri olan Hindistan’ın da, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olmalarını durduramadı.
ABD karşı çıksa da, Çin’in öncülük ettiği Bir Kuşak Bir Yol Girişimi hızla gelişiyor. Öyle ki, ABD’nin yakın müttefikleri bile girişime katılıyorlar.
ABD, Trans Pasifik Ticaret Ortaklığı’ndan (TPP) çıktı. Bu kararı en çok Çin’e yaradı.
ABD, Avrupa ile yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerini askıya aldı, sonra yumuşadı. Gerilim azaldı. Ama halen imza atılmadı.
ABD, 2015’te imzalanan Paris İklim Değişikliği Anlaşması’ndan 2017’de çekildi. Dünya, bu kararına tepki gösterdi.
ABD Başkanı Trump, NATO’daki müttefiklerini sürekli, ittifakın bütçesine daha fazla kaynak aktarmaları için uyarıyor. Küresel ticaretin ülkesi aleyhine işlediğini söylüyor. Özellikle Çin’i bu konuda sürekli eleştiriyor. Son haftalarda geri adım atsa da, Çin’le ve Almanya’yla ticari ilişkilerde gerilim yaratan ticaret savaşlarını bu yüzden başlatmıştı. Hatta bir seferinde hızını alamayıp “Dünya Ticaret Örgütü kendine çekidüzen vermezse, ABD örgütten ayrılabilir” demişti.
Örnekler çoğaltılabilir ama şurası kesin; işler, ABD’nin istediği gibi gitmiyor.
Kıssadan Hisse: Gerileyen büyük güçler, sahayı centilmence terk etmezler. Mutlaka dağıtarak, yakarak, yıkarak çekilirler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları