Eğlenir Gibi Olmak
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Eğlenir Gibi Olmak

04.12.2013 04:21
Güncellenme:
Takip Et:

Hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın sözleriyle, “birbirlerini, Allah rızası için seven güzel insanların” arasındaki kavga hükümetin geri adım atmasıyla şimdilik hızını yitirecek gibi görünüyor. “Şimdilik” diyoruz, çünkü güçler arasındaki iktidar savaşlarının zaman zaman hız kesseler de bir anda yeniden alevlendiklerini biliyoruz.
Bu kavgayla birlikte Cumhuriyet tarihimizde İslam zemininde örgütlenmiş, söylemleri de İslamdan kaynaklanan iki güç arasındaki bir kavgaya ilk kez tanık olduk. Ayetler, hadisler, “iblislik”, “fitnecilik” suçlamaları havalarda uçuştu. Olan biteni bir sinema salonunda film izler gibi izledik. Eğlenir gibi olmadık da değil.

***

Ama şimdi o “eğlenir gibi olmamız” halini düşündüğümde tedirgin oluyorum. Anımsadığım kadarıyla bu ölçüde dışında kaldığımız, söze neresinden başlayacağımızı bilemediğimiz bir kavgaya tanık olmamıştık. Olayı bu kavgada taraf olanların yaptığı gibi dershane konusuna indirgemek, bu konu çevresinde dönüp durmak kolaycılık olurdu. Çünkü dershane konusu kocaman bir buzdağının su üzerinde görünen yüzüydü. Konu özünde siyasal İslamın devleti tüm kurumlarıyla mutlak olarak ele geçirme sorunuydu.
Bu sorunun üstesinden gelemedik, gelebilmek için de gerekli sorumluluğu üstlenip ele ele vermek, örgütlenmek, var olan örgütlerimizi güçlendirmek yolunda yeterince çaba göstermedik. Seyircilikle yetindik. Eğlenir gibi olma halimiz de seyirci kalma utancını kendi kendimizden saklama gayretiydi.

***

İki yüz yıldır onlar gibi olmak istediğimiz Batı’nın sosyal devletlerinde devletin elinden hiç bırakmadığı iki alan vardı: Sağlık ve eğitim. Devlet, 1950’lerle birlikte her iki alanı da yavaş yavaş palazlanmaya başlayan sermayeye peşkeş çekmeye başladı.
Aradan geçen yıllar içinde sermaye laboratuvarları, klinikleri, hastaneleri; ilköğretimden üniversite ve yüksekokulları, sayıları 3 bin 800’e yükselen dershaneleri ile sağlık ve eğitim alanlarında söz sahibi oldu. Anayasada yer alan sosyal devlet kavramının içi uygulamada boşaltılarak devletin vazgeçilmezi olması gereken alanlar kapitalizmin sömürüsüne terk edildi.
Tüm bu süreç gözlerimizin önünde gelişti. Toplumca aklımız tutulmuş gibi hiçbir direnç göstermeyerek, hatta direnç gösterenleri kınayarak bugünlere geldik.
Kapitalist-liberal ideolojinin estirdiği rüzgâra kapılarak toplumumuzdaki temel çelişkinin emek ile sermaye arasında olduğunu gözden kaçırdık. İdeolojik kaynağı İslam, dayandığı üretim biçimi ise kapitalizm olan iki güç arasındaki kavgada bize düşen silkinip kendimize gelmek, her iki güce karşı direnmek, bizzat kendimizi iktidara taşıyacak bir yola koyulmaktır.
İktidar savaşımlarında seyirci kalmamak için!

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017