Ulusçuluk, ulus devlet ve Kürtler (10)
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Ulusçuluk, ulus devlet ve Kürtler (10)

30.05.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kürt uluslaşma sürecinde kurulan son partilerden biri de 2008’de kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’dir (BDP). Parti kendisini şöyle tanımlamıştır:
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından uluslararası hukuka uygun olarak kabul edilmiş insan hakları, siyasi haklar, sosyal ve ekonomik haklara ilişkin hak ve hürriyetleri benimsemiş ve içselleştirmiş; özgürlükçü, eşitlikçi, barışçı, çoğulcu demokratik devlet anlayışını benimseyen, çokkültürlü ve çok renkli toplumsal yapıyı savunan, her türlü ırkçılığı, ayrımcılığı, emek simsarlığı yapanları, baskı ve despotizmi reddeden, kadın ve çocuk haklarını savunan, demokratik sol kitlesel bir siyasi oluşumdur.”
Bu tanımlama BDP’nin bir “Türkiye partisine” açılımının ilk işaretlerini içermekteydi. Nitekim parti, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi gibi bileşenlerle birlikte Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluşuna katıldı. İlk eş başkanlar Fatma Gök ve Yavuz Önen’di. 27 Ekim 2013’te bu görevleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü devraldılar. Geçen yılın 22 Haziran’ında Selahattin Demirtaş ve Atılım gazetesinde yayın kurulu üyeliği ve Sosyalist Kadın dergisinde editörlük yapan, eski Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ partinin eşbaşkanlıklarına seçildiler.
15 Ekim 2012 günü kurulan HDP kendisini şöyle ifade ediyordu:
“HDP, tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin; dışlanan ve yok sayılan bütün halkların ve inanç topluluklarının, kadınların, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin, emeklilerin, engellilerin, LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender) bireylerin, göçmenlerin, yaşam alanları tahrip edilenlerin; aydın, yazar, sanatçı ve bilim insanları ile bütün bu kesimlerle birlikte mücadele yürüten güçlerin her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve insan onuruna yaraşır bir yaşam kurmak üzere bir araya geldiği, demokratik halk iktidarını hedefleyen bir siyasi partidir.”
BDP ise 11 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleşen 3. olağan kongresinde alınan kararla ad değişikliğine giderek Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) adını aldı. Emine Ayna ve Kamuran Yüksek eşbaşkanlık görevlerini üstlendiler. HDP’ye geçen yönetici ve üyelerin BDP/DBP ile organik/ örgütsel bağları sonlandı.
Biraz geriye dönelim ve soralım.
Bir nüfus kesiminin uluslaşma sürecinin son aşaması mutlaka “ulus devlet”, bir başka deyişle “kendi devletini kurma” talebini içermeli midir?
Sosyalist kuram bu talebi “bir hak olarak” mahfuz tutar fakat aynı zamanda çokuluslu toplumlarda emekçi sınıfların birliğini savunur. Bu açıdan bakıldığında baskı altında tutulan ulusun “ayrılma hakkına” başvurması, egemen ulusun ona karşı davranışına bağlıdır. Etnik aidiyet duygusu, başat duygu olmaktan ancak nüfusça az olan etnik grup, nüfusça fazla olan etnik grupla “anayasal yurttaşlık” bağlamında eşitlendikçe ikincilleşir.
Modern toplumlarda sınıfsal bağlar etnik bağlardan daha güçlüdür. Sözgelimi, İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli bir holding patronunu Türk kökenli bir holding patronuyla buluşturan aralarındaki ortak çıkar ilişkileridir. Bu gerçek, “esnaf kardeşliği”, “emekçi sınıflar dayanışması”, “işsizlerin ortak kaderi” bağlamlarında da geçerlidir.
Gerek Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan yedi “Kürt” partisinin, gerekse Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) hem programatik belgelerinde hem de sözcülerinin söylemlerinde “ayrılmak”, “ayrı bir devlet kurmak” gibi onları “bölücülükle” suçlamayı haklı kılacak ifadelere/ taleplere rastlanmıyor. Denilebilir ki bu partiler meşruiyetlerini yitirmemek için “asıl niyetlerini gizlemişlerdir.” Fakat söz konusu söylemlere ne Abdullah Öcalan’da ne de PKK’nin Kandil’deki üst düzey yöneticileri Cemil Bayık ve Murat Karayılan’da rastlanıyor.
Ellerinde farklı belgeler, veriler varsa okurlarımdan ve dostlarımdan bu konudaki olası bilgi eksikliğimi giderebilmem için bana yardımcı olmalarını dilerim.
Sona yaklaşıyoruz.  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017