Özgür Mumcu

Büyük resmi görün

17 Haziran 2015 Çarşamba

Basit hamasetin milletin dili diye kutsandığı, şahsi yetersizliğin üzerinin “milletin değerleri” adının verildiği içeriğini isteyenin kafasına göre doldurduğu bir battaniyeyle örtüldüğü bir dönem yaşadık.
En karmaşık dış siyaset meselelerinin incelikleriyle baş edemeyenlerin karikatür bir mezhepçiliği “mazlumların yanı” diye pazarladığı ucuzundan bir propaganda filmi izledik. Senelerce.
O dış siyasette gelinen nokta belliydi. İktidar, Meclis kudretini kaybedince o nokta iyiden iyiye gözler önüne serildi. İki milyon Suriyeli bugün Türkiye’deyken IŞİD’den kaçan birkaç bin Suriyeli’ye sınırı kapatmaya çalıştılar. İnsanlar canlı yayında sınırda, tel örgülerin arkasında teker teker can vermek üzereyken bir zahmet sınırlar açıldı.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Tel Abyad’da Araplar ve Türkmenler bombalanıyor demeciyle Tel Abyad’da IŞİD’e karşı yapılan operasyona isyan etti. Bu husus dikkat ister. Kendisi bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. Sözleri doğrudan ülkeyi bağlar. Ülkenin uluslararası sorumluluğunu doğurur.
Bugün iktidara karşı oy veren yüzde 60’lık “milli irade”nin anlaşamadığı konu çoktur. Ancak anlaştıkları ortaktır. Yolsuzluk iddiaları, MİT TIR’larıyla somutlaşan berbat Suriye siyaseti ve otoriterleşme.
Bu üç konu birbirinden ayrı değil.
Birileri yolsuzluk yapıyor, başkaları TIR’larla silah yolluyor, bazı başka insanlar da otoriter bir rejim kurmak istiyor değil.
Bunların hepsi aynı siyasetin ürünü.
Şayet amaç sadece basit bir arazi rantından nasiplenmek olsaydı, yolsuzluk iddialarında adı geçen yabancı partner herhangi biri olabilirdi. Oysa iddialardaki yabancı partnerin adı Yasin el Kadı. Hakkında uluslararası terörizme, El Kaide’ye -altını çizelim- finansal destek verdiği gerekçesiyle uluslararası tedbirler alınmış biri.
Bu şahıs, gizli kapaklı yollarla, kaydı kuydu alınmadan neden Türkiye’ye geldi?
Bu şahısla Erdoğan’ın oğlu ne konuştu?
Sıradan, “bal tutan parmağını yalar” tarzı bu coğrafyanın maalesef kanıksadığı bir yolsuzluk muydu söz konusu olan?
Bu yolsuzluk iddiaları doğruysa bulunabilecek yüzlerce yabancı şerik yerine neden Yasin el Kadı seçilmişti?
Nokta dergisi, MİT TIR’ları hakkında bir yazı yayımladı. Dergi TIR fotoğraflarını incelemiş ve gönderilen malzemenin Libya kökenli tank mühimmatı olduğunu ileri sürüyor.
Libya bağlantısı bu köşede de birkaç defa ayrıntılarıyla yer aldı. Tekrar etmeyelim. Fakat şunu sorgulayalım. Malzemeler Bayırbucak Türkmenlerine gidiyor dendi. Bunu bizzat hem Türkmenlerin temsilcileri yalanladı hem de mahkeme dinleme kayıtları.
Hadi onu da geçelim. Bayırbucak Türkmenlerinin tankı var mı? Yok.
Tankı olmayana neden tank malzemesi verilir?
Ya ona verilmiyordur ya da o, tankı olana versin diye veriliyordur.
Peki, kimin tankı var Suriye’de?
Hakikaten kimin tankı var Suriye’de?
Hangi savaşan gücün tankı var Suriye’de?
Yolsuzluk iddiaları ve Suriye meselesi arasında bir bağ var.
Otoriterleşmenin ise her ikisiyle arasında bir bağ var.
Bu üçlü sacayağını yıkmayan, tarih önünde sorumludur.
AKP medyasının en sevdiği sözlerden biri “büyük resmi görelim”.
Hakikaten “büyük resmi görelim” ve bu üç sacayağını yıkalım. Yoksa bunun utancını birkaç kuşak taşırız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları