Düzen sürdürülebilirliğini kaybetti

22 Ekim 2015 Perşembe

Geçen hafta salı yazımda “Küreselleşmeyle oluşan ekonomik düzen, 2007 mali krizinde sürdürülebilirliğini kaybetti” diyordum. Geçen hafta İsviçre bankası, Credit Suisse yıllık servet raporunu (Global Wealth Report 2015) yayımladı. Raporu okurken, bu “sürdürülemezliğin” diğer boyutlarına da değinmek gerektiğini düşündüm.

Yüzde 1 ve yüzde 50
Credit Suisse’in servet raporu, hane reisi bireylerin sahip olduğu mali, gayrimenkul ve diğer maddi varlıklarını hesaba katıyor, borçları dışarıda bırakıyor. Bu hesaba göre küresel varlıkların toplam değeri 250 trilyon doları buluyor. Rapor bu 250 trilyon doların yüzde 50’sinin bu bireylerin yüzde 1’inin mülkiyetinde olduğunu gösteriyor. Raporda yer alan servet dağılımı piramidi grafiği, en üst yüzde 8.1’lik kesimin toplam servetin yüzde 84.6’sına sahip olduğunu gösteriyor. Piramit, bu bireylerin yüzde 71’ini oluşturan 3.4 milyar insanın payına toplam servetin yalnızca yüzde 3’ünün düştüğünü ortaya koyuyor.
Piramidin en üst dilimdeki 34 milyon hane reisi bireyin içinde servetlerinin büyüklüğü 50 milyon doları aşan 123.800 kişi var (rapor üst sınırı belirtmiyor). Credit Suisse bunların gerçek bir mali aristokrasi oluşturduğuna işaret ediyor.
Rapordaki bir başka grafik, dolar milyonerlerinin ülkelere göre dağılımını sergiliyor. Dünya nüfusunun yüzde beşinden daha az bir kısmını kapsayan ABD’de dünya dolar milyonerlerinin yüzde 46’sı yaşıyor. Bu oran İngiltere’de yüzde 7, Almanya’da yüzde 5, Çin’de yüzde 4.
Rapora göre, 2008’de mali kriz başladığından bu yana gelir dağılımı bozulmaya devam etmiş. Rapor 2014-15 döneminde Hong Kong, Çin, ABD ve Suudi Arabistan’dakilerin serveti artarken geri kalan ülkelerdeki bireylerin servetinin gerilediğini ortaya koyuyor. Bu gerilemenin büyüklüğünü ülkelere, en azdan en çoğa göre sıraya koyan grafikte, Türkiye sondan beşinci sırada yer alıyor.
Raporda, dünyanın çeşitli bölgelerinde medyan servetin yıllık gelişmesini sergileyen grafik, 2008’den bu yana ABD ve Çin dışında tüm bölgelerde bir gerilemeye işaret ediyor. Buna karşılık bir başka grafikte, en üst yüzde 1, yüzde 5, yüzde 10 dilimlerin mali varlıklar içindeki payının 2008’den bu yana arttığı, en hızlı artışın en üst yüzde 1’lik kesimin payında gerçekleştiği görülüyor.

691 trilyon -77 trilyon
Özetle Credit Suisse raporu, adeta inanılmaz, sürdürülemez bir gelir dağılımı bozukluğunu, bu bozukluğun 2008’den bu yana daha da ilerlediğini, en zengin kesimin mali varlıklar içinde payının, dolayısıyla, art-değer üretmek yerine üretileni paylaşan bir asalaklığın sürekli arttığını gösteriyor.
Bu noktadan kalkarak bu asalaklığı olanaklı kılan mali piyasalara, öncelikle de türev piyasalarına baktığımızda, yine karşımıza sürdürülemez, korkutucu bir görüntü çıkıyor.
OTC (borsada denetlenmeden gerçekleştirilen) türevlerin piyasaları 2014 yılında 691 trilyon dolar civarında, borsada gerçekleştirilen Futures (gelecek) ve Opsiyon piyasalarının değeri de 2015 ortasında 62 trilyon dolar civarında görünüyor. Böylece toplam türev piyasalarının büyüklüğünün 753 trilyon dolar olduğunu söyleyebiliriz. Bu piyasaları ayakta tutacak dayanaklara ilişkin iki göstergeden biri bence Credit Suisse raporunda belirtilen 250 trilyon dolar toplam servet. İkincisi ve daha önemlisiyse küresel ekonominin toplam çıktısı. Bu ise 2014 yılında 70-75 trilyon dolar civarında duruyor.
Öyleyse, bir tarafta, en üst yüzde 1’i taşımaya çalışan bir gelir piramidi. Onun karşısında 70 trilyonluk dünya ekonomisi ve 250 trilyonluk bireysel servetin üzerinde durmaya çalışan 753 trilyonluk bir spekülatif piyasa piramidi. Geçen şubat ayında Financial Times, dünya ekonomisindeki toplam borcun 57 trilyon dolar artarak 200 trilyona, dünya hasılasının neredeyse 2.5 katına ulaştığını aktarıyordu.
Sizce bu dengesizlikler birinci durumda toplumsal krizlere, ikinci durumda da yeni, daha şiddetli bir mali krize yol açmadan daha ne kadar sürdürülebilir?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları