En önemli sorunumuz: Yeni rejim inşası

23 Kasım 2015 Pazartesi

En önemli sorun ne biliyor musunuz; Türkiye’de herkes ayrı telden çalıyor. Yok, tabii ki, farklı düşünceler, farklı siyasetlerden bahsetmiyorum, demokrasiler bu farklılıklar baskılanmasın diye önemlidir. “Bizde demokrasi yok, baskı çok” da demiyorum. Orası öyle ama, ben bir başka sorundan söz etmek istiyorum.
Cumhurbaşkanı ve AK Partisi çevresi, yeni bir düzen kurmaktan bahsediyor; “2002 Devrimi”, “Yeni Türkiye”, “Büyük Türkiye” “Cihanşümül Devlet”, “2023 hedefi” gibi kavramlarla konuşuyor. Bu artık siyasetin sıradan otoriterleşmesinin ötesinde, yeni bir rejim inşası. Bu yeni rejimin bir resmi ideolojisi, resmi tarih tezi, devlet kavramı, dost ve düşman tanımı yapılıyor. Muhalif çevreler ise bambaşka havadalar; MHP milliyetçi vurgulu eski Türkiye, CHP seküler vurgulu eski Türkiye özleminden bir adım ötesini kavramamak, anlamamak ta ısrarlı. En acısı, CHP’nin olağanüstü kongre tartışması Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin ilersinde değil, gerisinde bir siyasi vizyonun ifadesi.

Kurtuluş nerede?
Eskiden siyasetlerinin tümünü rejim meselesi belirlerdi, bu bir sorundu ama zamanı geçmiş bir sosyal demokrat partiye dönüşme fikri de hiç isabetli olmadı. Tam memlekette ana mesele rejim tartışması olması gerekirken bir diğer uca savrulup bundan hiç bahsetmez oldular. Hoş, konu rejim tartışması olunca da daha demokratik bir Türkiye ufkundan ziyade, eski rejim özlemi öne çıkıyor, o da ayrı sorun.
Kürt siyaseti ise, bambaşka bir havada, daha demokratik bir rejim çerçevesinde Kürtlerin siyasal taleplerini merkeze alan bir siyasetten oldukça uzak bir yere düşmüş vaziyetteler. Fiili özerklik deneyimi müdafaası bir yandan, devrimci dönüşüm eğiliminin demokratik siyasal zemini önemsizleştirmesi diğer yandan, Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtuluşu nerede gördükleri giderek daha belirsiz bir hal alıyor.

Rejim tartışması
Sayıları iyice azalan bağımsız demokratlar dahi, artık asıl meselemizin devrimci bir atılım ile yeni bir rejim inşası meselesi olduğunu büyük ölçüde görmezden geliyorlar. Geçmişte rejim tartışması hep statükoyu savunmak biçiminde tezahür ettiği için, demokratlar rejim tartışması yapmaktan imtina ediyor gibi. Oysa, artık eski Türkiye’yi değil yeni ve demokratik bir Türkiye’yi savunmak adına rejim tartışmasına girmenin tam da zamanı. Bence, siyasal muhalefeti tanımlaması gereken birincil mesele bu. Daha önce de yazdım, ben AK Partisi çevresi ve ideolojisinin tanımladığı “Yeni Türkiye” projesinde toptan karşıyım. Artık hepimizin yapması gereken, bu projeyi benimseyip benimsemediğimiz, karşı çıkıyorsak neden karşı çıktığımızı tartışmak ve siyasal tarafımızı bu çerçevede belirlemek. Siyasal tartışmayı bu zemine çekmez ve yeni rejim inşası iddiasını bu manada ciddiye almazsak, adım adım bu yeni rejime doğru alınan yol hızlanacak.
Daha kötüsü, sonuçta bazılarımızın itirazı olan yeni bir rejim de kurulamayacak, zira bu iddia Türkiye’nin gerçeklerine ve dinamiklerine rağmen başarılı olamayacağına göre, Türkiye daha kaotik bir durumla karşılaşacak. Benden söylemesi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Yeni devlet’ 7 Ağustos 2017

Günün Köşe Yazıları