Uçurumun kenarından notlar...

15 Şubat 2016 Pazartesi

Kimi okuyucular yazdıklarımı çok kötümser buluyorlar. Ne yazık ki iflas etmiş bir uygarlığın içinde ve iflas etmiş Osmanlı’yı tekrarlamaya çalışırken, Osmanlı’nın çöküşünü tekrarlamaya başlayan bir rejim altına yaşarken iyimser olmak zor. Bu rejim, “Türkiye tribünden izleyecek bir ülke değil” diyor, acilen sahaya inmek istiyor. Peki, öyleyse buyurun sahayı konuşalım

‘Aşağılık, şerefsiz bir on yıl’
Münih Güvenlik Konferansı 2016’nın yayımladığı “Sınırsız krizler, pervasız oyunbozanlar, aciz koruyucular” başlıklı Güvenlik Raporu, Estonya Devlet Başkanı Ilves’in “Soğuk Savaş sonrası dönemin kapandığını anlamalıyız. Artık başka bir şeyin içindeyiz. Barış, aşk, Woodstock, Kumbaya, gelin savunma harcamalarını azaltalım, barış getirileri, filan... artık bunlar geride kaldı”... sözlerini, W.H Auden’in “1 Eylül 1939” şiirinden “Alçak, aşağılık bir on yıla giriyoruz” dizesini aktararak başlıyordu.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın, “Radikalizme karşı etkili olmalıyız. Bir tarihçi olarak tarihteki çok tehlikeli anlardan birine benzetiyorum... I. Dünya Savaşı’ndan önceki günler gibi” sözleri de anlamlı.
Bu kadarı bile “dünyanın efendilerinin’” ruh halini aktarmaya yeter, ama biz ABD istihbarat kompleksinin (CIA, FBI, NSA, DIA) en üst düzey görevlisi James Clapper’in, 9 Şubat’ta, Senato İstihbarat Komisyonu’da yaptığı sunuştaki saptamalarla devam edelim.
Clapper, dünyanın çok kritik bir noktada olduğunu, kimi ulus devletlerin parçalanmaya başladığını, kimileri için ciddi rejim riskleri oluştuğunu, kimilerinin de tehlikeli istikrarsızlık olasılıklarıyla karşı karşıya olduğunu, kaynak sıkıntısının silahlı çatışmaları beslediğini, göçmenler krizinin Avrupa’yı tehdit ettiğini, Afganistan’da bir siyasi çöküş olasılığını, 40 ülkede teröristlerin aktif olduğunu, teknolojik gelişmelerin yeni güvenlik zaaflarını da beraberinde getirdiğini vurguluyordu. Clapper’e göre bir “öngörülemez istikarsızlık” durumu söz konusu.
Bu resme şunları da iki ekleyebiliriz: (1) Reagan ve G.W. Bush yönetimlerinde savunma bakanı yardımcılığı yapmış Zakheim’in “Büyük Geri dönüş: Obama’nın askeri yığınağı” başlıklı yorumuna göre, Obama savunma harcamalarını azalmaktan vazgeçerek 2017 savunma bütçesinde, özellikle Avrupa Güvenlik Fonu’nda çok büyük bir artırıma gidiyor (National Interest, 09/02/2016). (2) NATO Rusya’ya karşı yeni bir caydırıcılık modelini benimsiyor, Avrupa’daki varlığını hızla artırıyor (Wall Street Journal, New York Times)

‘O kadar kırılgan ki...’
Washington Post’da Samuelson, “The Crash of 2016?” başlıklı yorumunda, “ABD’nin ve dünya ekonomilerinin ne kadar kırılgan olduğunu, yükselen piyasa ekonomilerindeki çöküşü kavramadan anlayamazsınız” diyordu. Bu çöküşün öyküsünü daha önce aktarmıştım, ayrıntılara girmeden devam edersem, Samuelson, “ABD de bu durumdan kendini koruyamaz” diyor; tüketicilerin ve firmaların taleplerinin yetersiz kaldığına işaret ederek ekliyor, “ABD ekonomisine dışarda bir destek gerekiyor”. Ben de Cecil Rhodes’un ünlü “Beyler, ülkede devrim istemiyorsanız emperyalizmi (dışarıya, başka topraklara gidip kaynak getirmemizi-E.Y) kabul etmelisiniz” sözlerini anımsıyorum.
Muhafazakâr The Daily Telegraph’ın ekonomi yorumcusu Allister Heath de “Dünya bir mali krize daha dayanamaz. Bizim bildiğimiz kapitalizm yıkılır. Yeni ekonomik kriz, İngiltere, ABD ve Avrupa’da hepimizi yoksulluğa sürükleyecek bir siyasi tepkiye yol açar” diyor, ekliyor “mali ve psikolojik olarak o kadar kırılganız ki, seçkinlere güveni sarsılan halkın tepkisi bir ekonomik krizde o kadar patlayıcı olur ki, bizzat serbest ticareti, küreselleşmeyi, piyasa ekonomisini tehdit eder. Ücret ve fiyat kontrolleri, cezalandırıcı vergiler talep edilir, City’ye (mali merkez-E.Y) savaş açılır, gelişigüzel hapis cezaları verilir”. (10/02/2016)
Sahada durum böyle; inmeye heveslileri “kan ve çelik”, savaşlar ve diktatörlükler, terör belki de devrimler bekliyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları