Asıl mesele İslami rejim, onu tartışalım

Asıl mesele İslami rejim, onu tartışalım

11.03.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugüne kadar, hiçbir siyasi ifadenin altında “gizli niyet” aramadım, bunu neden doğru bulmadığımı defalarca yazdım, “eski İslamcıların demokrat olamayacağını” iddia edenlere hep karşı çıktım. Ama belli ki, “muhafazakâr demokrat”lık iddiasındaki pek çok İslamcı, mecburiyetten “demokrat”mış. Belli ki, mevcut yasaların baskısı ve kendilerini yeterince güçlü hissetmedikleri için karından konuşuyorlarmış. Ben her zaman inandıklarımı açıkça söyleme yolunu seçmiş, bunun bedellerini karınca kararınca ödemiş biriyim, dolayısı ile böylesi bir tavrı “saygıdeğer” bulmuyorum. Diğer taraftan, baskıcı düzenlerin insanları “ikiyüzlü” yaptığını biliyorum. Tam da bu nedenle Kürtlerin özerklik veya bağımsızlık talepleri varsa bunun da, İslamcıların “Şeriat devleti” özlemleri varsa onun da, yasal kısıtlamalar olmaksızın açıkça ifade edebilme özgürlüğünü savundum, halen doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum.
Şimdilerde, iktidar partisi çevresi bazen ima yolu ile, bazen fiili durum üzerinden, bazıları ise doğrudan ideallerinin bir nevi İslam toplumu-devleti olduğunu ifade etmeye başladı. Ben diyorum ki, tüm bu konuları daha açık bir şekilde konuşup tartışalım. Zira, halihazırda adı konmasa da, gerilim “Türkiye’nin selametinin aslında bir rejim değişikliği ile mümkün olacağını” düşünenler ile karşı çıkanlar arasında. “Türk tipi başkanlık” sisteminin otoriter bir düzen teklifi olduğu ortada, onun ötesinde bu sistem belli ki, İslami bir devlet-sistem öngörüyor. Öyle ise, özlenen nasıl bir devlet, rejim ve toplum, bunu açıkça tartışalım, değilse “kim buna, niçin karşı” çıkıyor konuşalım.

Muğlak terimler
İktidar partisi siyasetçileri bir yandan, destekleyen çevre diğer yandan, Cumhuriyet devrinin, “kapanması gereken bir parantez” olduğunu söyleyip duruyor. Ben uzunca bir zamandır, Cumhuriyet’in katı laiklik anlayışına karşı çıkmış, Cumhuriyetin demokratikleşmesi gerektiğini savunmuş biriyim, halen bu görüşteyim. Ama demokratik, laiklik başka, muğlak terimler çerçevesinde laikliği toptan reddeden, İslami bir düzen kurmayı hedefleyen yaklaşımlar başka kapıya çıkıyor. O nedenle diyorum ki, bu görüşleri dolaşıma sokanlar açık olsun, önümüzü görelim; nedir hayali kurulan “Yeni Türkiye”nin yeni rejim tasavvuru? Birisi, “Müslüman toplum kendi anayasasını yapmalı” diyor. Nasıl olacak bu tür bir anayasa merak ediyorum. İktidarın baş ilahiyatçısı, epeydir, mevcut düzenin sınırlarına “zoraki” katlandıklarını yazıp duruyor. Peki nedir gönlünde yatan düzen? Birisi, “Hayalimdeki hilafet düzeni” demiş. Nasıl olacakmış yeni Hilafet? Bu yazarın yazısından anladığımız “güçlü ve samimi … gölgesinin bile küffara korku salacağı bir halife” özlemi çektiği, bu özleme karşılık gelebilecek bir düzen nasıl bir düzen olacak? Bir halife bulup (veya kafamızda var olan halife ile), küffara karşı cihada mı çıkacağız?

‘Başyücelik devleti’
İslamcıların kalplerinde yatan İslami düzen, Necip Fazıl’ın “Başyücelik devleti” mi olacak? Turizm gelirlerini kaybetmemek için beş yıldızlı otellerde içkigece kulübü izni ile işi kurtaran “Dubai modeli” mi olacak? Her ikisinde de, demokrasi gibi bir koşul yok. Ama zaten, laikliği “Batı icadı”, “modernlik sapması” olarak görenler neden, velev ki sadece seçimler ile sınırlı olsun, demokrasi konusunda ısrarlıdır veya ısrarlı mıdır? Aslında demokrasi çoğunlukçuluk değildir ama diğer taraftan, sadece bunlardan ibaret olsa bile, “seçim”, “çoğunluğun iradesi” veya “milli irade” kavramlarının hepsi modern siyaset kavramları veya “icat”larıdır. İslama göre de, diğer dinlere göre de, “doğru”yu çoğunluk belirlemez. O halde nedir bu çoğunluğun kararı, “taassub”u? Bu şartlar altında, İslamcı imalar ve özlemler nasıl bir siyasal sistem, nasıl bir hukuk düzeni öngörüyor? Mevcut İslam devleti tecrübeleri mi tekrarlanacak, yoksa onları aşacak bir model mi söz konusu? Nedir o model? Şunları bir adamakıllı tartışsak diyorum.
Bence Türkiye’nin artık tartışması gerekenler bunlar, gerisi bu temel meselenin dipnotu. İslamcıların önder olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı’nın, doğum kontrolünü, “soyumuzu kurutmak için bir komplo” olarak gördüğü bir ülkede, bu anlayışın, toplum tasavvuru, hukuki çerçevesi nasıl olacak bilmek, tartışmak hakkımız. Gerisi, şimdilik muğlak tabirler ile ifade edilen ve başkanlık sistemi ile hayata geçilmesi düşünülen rejim değişikliğinin matemetiksel hesabı. Bu arada, böyle düşünmeyen muhafazakâr veya İslamcı varsa, onlar da konuşsun da kim neyi, niye savunuyor anlayalım. Hadi, bu çevre 28 Şubat’ta delikanlılık (bu terimi kadınları içererek kullanıyorum) yapamadı, seslerini kısıp kaçıştılar. İslamcı çevre bari şimdi tüm güç ellerinde iken haysiyetli davranıp, eveleyip gevelemeyi bıraksın. Nedir bu ülke için öngördükleri gelecek tasavvuru? Beğenelim, beğenmeyelim ama önce bilelim...  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017