Sosyal Demokrat Dostlara Bilgi Notları (I)
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Sosyal Demokrat Dostlara Bilgi Notları (I)

05.04.2014 02:44
Güncellenme:
Takip Et:

Sosyal demokrasi, doğuşu ve gelişimi açısından kentliliğe özgü bir dünya görüşüdür/ ideolojidir. II. Dünya Savaşı öncesine kadar işçi sınıfıyla kendisini işçi sınıfının çıkarları ve onun gelecek özlemleriyle özdeşleştiren küçük burjuvazinin alt gelirli kesimlerinin ideolojisi olma durumunu korumuştur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise kentli emekçi sınıf ve tabakalar ile kırsal kesimde kapitalistleşerek büyük tarım işletmeleri konumuna geçmiş işyerlerindeki ücretli tarım işçilerinin de taleplerini dile getiren partilerin ortak siyasal görüşüne dönüşmüştür.
Cumhuriyet Halk Partisi ise tek parti rejiminin siyasal taşıyıcısı olan devlet partisi iken 1946 yılında çok partili rejime geçildikten sonra da geçmişten gelen siyasal gelenek ve alışkanlıklarını uzunca bir zaman korumuş, nihayet 1965 yılının temmuz ayında İsmet İnönü tarafından CHP’nin “ortanın solunda” bir parti olduğu açıklanmıştır. (İnönü: “CHP, bünyesi itibarıyla devletçi bir partidir ve bu sıfatla elbette ortanın solunda bir anlayıştadır.”)
Doğaldır ki tek bir tümce ile köklü bir siyasal yapının ideolojik/siyasal dönüşümü mümkün olamıyor. Nitekim olamamıştır. CHP o günlerden bugüne “popülizm” ile “sosyal demokrasi” arasında gidip gelmiştir. Bu gidip gelmeler arasında partiyi mutlak başarısızlıkla suçlamak hem doğru, hem de gerçekçi değildir.

***

Temel söylemi itibarıyla sosyal demokrat olduğunu savlayan CHP’nin temel sorunu Türkiye’nin değişken sosyo-demografik yapısından kaynaklanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi sosyal demokrasi özünde kent insanının siyasal taleplerine yanıt veren bir ideolojidir.
Ne var ki bir kentte yaşıyor olmak “kentli” olmak anlamına gelmez. Kırsaldan kente göçmüş bir bireyin kentlileşmesi, bir başka deyişle kent kültürünü özümsemesi, kendini o kentin bir parçası olduğunu duyumsayarak kentin gelişmesine katkıda bulunması, kentlilik sorumluluğunu üstlenerek buna uygun davranması uzun bir süreç gerektirmektedir. Çoğu zaman bu süreç iki, üç kuşak boyunca sürer.
Sayısal verilere bir göz atalım: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2012 sonuçlarına göre 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 75.627.384’tür. Türkiye demografisinde görülen en önemli değişim kentleşmedir. 1927 yılında nüfusun yüzde 75.8’i kırsal (10 binden az nüfuslu), yüzde 24.2’si kentsel alanlarda yaşarken, bugün bu oran tam tersine dönmüştür. 2011 yılı itibarıyla Türkiye nüfusunun yüzde 23.2’si (17.338.563) kırsal alanda (belde ve köyler) yaşarken, yüzde 76.8’i (57.385.706) kentsel (il ve ilçe merkezleri) alanlarda yaşamaktadır.
Aynı kaynağa göre 1980-2012 yılları arasında kent nüfusundaki artış şöyledir: 19.645.007 (1980), 26.865.757 (1985), 33.326.351 (1990), 44.006.274 (2000), 56.222.356 (2010), 58.448.431 (2012).
Türkiye geneline göre ekonomileri görece gelişmiş kentlere akan kırsal göçerler, öncüllerinin kent çeperlerinde daha önce oluşturdukları varoşlara yerleşmektedirler. Kendini yeniden üreten büyük ölçüde kapalı devre, geri varoş kültürü ise insanları salt kentle bütünleştirmemekle kalmayıp tam tersine onları kente karşı yabancılaştırmaktadır.
İnsanlarının büyük çoğunluğunun “günlük” yaşadığı varoşlarla, çoğunlukla kent emekçilerinin yaşadığı yoksul semtleri birbirine karıştırmamak gerekir. Bu yerleşim birimleri arasında insanlarının gerek yaşam biçimleri gerekse kültürel algıları arasında önemli farklar vardır.
Her kapalı toplumda olduğu gibi varoş toplumunda “din”, bireylerin sosyal ve kültürel davranışlarında başat rol oynamaktadır. Dolayısıyla AKP oylarının varoşlarda belirleyici olması şaşırtıcı bir sonuç değildir. Bu bağlamda sosyal demokrat dostların seçim sonuçları karşısında yılgınlığa kapılmalarına neden yoktur. Durum, nesnel koşulların sandığa yansımasıdır.
Bilgi notlarını sürdüreceğiz.  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017