Teşhircilik/ Göstermecilik

13 Ocak 2017 Cuma

Eski yıllarda özellikle kız liselerinin önünde sıkça görülen bir olaydı. Elleri, üzerindeki düğmeleri iliklenmemiş pardösüsünün ceplerinde bir adam son dersin bitimine doğru okulun önüne gelir, kızların çıkmalarını beklerdi. Öğrenciler dağılırken adam elleri ceplerinde, pardösüsünün önünü açar, kızlara çıplak edep yerini gösterir, onlar da sağa sola kaçışırlardı.
O zamanlar okullarda güvenlik görevlileri bulunmadığından, okul önlerinde polis bekletilmesine de gerek görülmediğinden adam eylemini gerçekleştirdikten sonra rahatça çekip giderdi. Başına gelecek tek talihsizlik, eylemi sırasında semtin delikanlılarına yakalanmasıydı. Bu durumda tekme tokat dayak yer, kaşı gözü patlar, delikanlılar tarafından karakola teslim edilir, herif, karakolların henüz şeffaflaşmadığı o eski yıllarda bir de polislerden dayak yerdi.
Merak edip araştırmıştım. Cinsellikle bağlantılı bu ruhsal sapıklığa tıpta, “teşhircilik/eksibisyonizm/göstermecilik” deniyordu. Bu sapık eylemin amacı, adamın cinsel organını göstererek karşısındakini korkutup kaçırması, böylece tatmin olmasıydı.

***

TBMM’de anayasa değişikliğine ilişkin oylamalar sırasında tanık olduğumuz tekmeli-yumruklu kavgaların nedeni olan gizli oy-açık oy tartışmaları bende cinsel bağlantılı ruhsal bozukluk eylemlerini çağrıştırdı. Doğal ki saygıdeğer milletvekillerimizin yukarıda sözünü ettiğimiz cinsel bağlantılı davranış bozukluklarıyla bir ilgileri yok. Fakat ortada bir “bozukluğun” olduğu da yadsınamaz bir gerçek.
Anayasa hükümleri, TBMM İçtüzük’ü bir yana olayı çok daha basit bir örnekle açıklamaya çalışalım.
Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girecek memur adaylarına resmi bilgilendirme kitapçıklarında “TBMM’de Oylama Türleri” şöyle anlatılıyor: 1. İşaretle oylama, 2. Açık oylama ve 3. Gizli oylama. Gizli oylama ise şöyle açıklanıyor: “Üzerinde hiçbir işaret bulunmayan üç ayrı renk yuvarlağın Meclis kürsüsündeki kutuya atılması.”
Tartışmanın kaynağı bu kuralın ihlali. Çünkü anayasa değişikliğine ilişkin maddelerin oylanması sırasında kullanmadıkları yuvarlak pulları göstererek verdikleri oyun rengini teşhir ediyorlar, kural ihlali yapıyorlar.

***

TBMM’de milleti temsil eden bu saygıdeğer vekillerin, sözgelimi, devlet memuru adaylarına örnek olacakları yerde tam tersine kendilerini kural/usul ihlallerine iten kişisel sorunlarının üzerinde durmamız gerekmiyor mu?
Onlar, bizlerin yaşamlarını düzenleyen, geleceğimizi çıkardıkları yasalarla planlayan siyasal mimarlar. Hayatlarımızı doğrudan etkileyen önemli kişilikler.
Bir kişinin karşısındakinin boğazına sarılması, su şişesi, masa-sandalye fırlatması, karşısındakine yumruk, tekme atması duygularının şiddet olarak dışavurumu değil midir?
Cinsellik bağlantılı bir sapıklık, failin bir akıl ve ruh hastalıkları hastanesine kapatılarak tedavi altına alınmasıyla önlenebilir.
Fakat öfkesini denetim altına alamayan, liderine “yaranma”, çevresinde “güvenilirlik kazanma” gibi güdülerin etkisini şiddet olarak yansıtan bu teşhirci/ göstermeci saygıdeğer vekilleri ne yapacağız?
Sanırım soru bu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları