Gün direnme günüdür

08 Mart 2017 Çarşamba

Birkaç gündür televizyon kanallarının referanduma ilişkin yayınlarını gözlemliyorum. Dikkatim özellikle bir haber kanalı olarak uzun zamandır izlediğim CNN Türk’ün üzerinde.
Geçen cumartesi önce bir saat boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6. Uluslararası Kadınlar Buluşması’nda konuştu. Ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın Kırşehir mitingi. Sonra yine Cumhurbaşkanı’nın Tekirdağ konuşması; ardından da Başbakan’ın Nevşehir konuşması...
Toplam dört saat iktidar yanlısı canlı yayın.
Aynı süre içinde muhalefete ayrılan dakika ise yalnızca 11.
Bu arada ilgiyle izlenen birçok programın yayını güme gitti.

***

Ertesi gün pazar, tatil günü. İnsan bir gün olsun kafa dinlemek istiyor. Ama ne mümkün!
Ekranda Başbakan. Bingöl’de konuşuyor. O bitiyor, kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı Abdi İpekçi Salonu’nda Kadın ve Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Buluşması”ndan canlı yayına bağlanıyor. Oysa bu konuşmanın bir benzerini bir gün önce aynı derneğin aynı başlıklı ilk toplantısında yapmıştı.
Her iki konuşmanın içeriği neredeyse tıpa tıp aynı.
Sonra... Söz yeniden Başbakan’da; bu kez Muş’ta konuşuyor.
Bingöl’de “Zaza güzellemesi” yapmıştı, Muş’ta “Kürt güzellemesi” yapıyor. Yine canlı yayın. Bingöl, İstanbul, Muş...
Tam tamına 3 saat!
Diğer sözde “tarafsız” kanallara geçiyorum. Tümü aynı minvalde.
CHP, HDP ve diğer muhalif partilerin sözcülerine ayrılan zaman gün boyu toplam 10 dakikayı geçmiyor.
Bir ikisi dışında televizyonların bu taraflı tutumu günlerdir sürüyor.
Yandaş kanalları saymıyorum, onların hali zaten malum.

***

Yukarıda andığım o beş konuşmanın tümünde gerek Cumhurbaşkanı gerekse Başbakan sözü dönüp dolaşıp referandumda hayır diyecekleri “duyumunu” aldıklarını iddia ettikleri terör örgütlerine getiriyorlar. Sonunda sözlerini dolaylı ya da dolaysız CHP ile ilişkilendiriyorlar.
Siyasal etikle bağdaşmayan, apaçık evet karşıtı milyonlarca seçmeni ötekileştirmeye yönelik bir algı operasyonu yürütülüyor.
Doğrudur, başta CNN Türk’ün de dahil olduğu Doğan Medya Grubu olmak üzere televizyonlar üzerinde çeşitli baskılar uygulanıyor.
Ne var ki bu baskılar “evetçi” propagandalara alet olmak için mazeret oluşturmamalı.
Gün, demokrasiyi savunma, hak ve adalet yolunda direnme günü!
Bizim gazetemizin üzerinde de baskılar var, örneğin.
11 arkadaşımız aylardır içeride.
Ne yapalım? Teslim mi olalım?
Yok öyle şey!

***

Yazımızı Tevfik Fikret’in bir dörtlüğü ile noktalayalım:
“Zulmün topu var, güllesi var, kalası varsa/
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır/
Göz yumma güneşten ne kadar nuru kararsa/ Sönmez ebedi her gecenin gündüzü vardır.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları