Bologna

07 Nisan 2017 Cuma

Bologna, İtalya’nın en önemli kültür kentlerinden birisi. 2016 verilerine göre 78 bin 224 öğrencinin yüksek eğitim gördüğü Bologna Üniversitesi 1088 yılında kurulmuş, Avrupa’nın en eski üniversitesi. Dante, Erasmus, Kopernik gibi çağlarına damga vurmuş, günümüze de ışık tutan önemli kişilikler bu üniversitede eğitim görmüşlerdir.
Merkez nüfusu 385 bin olan Bologna nüfusuna oranla İtalya’da en fazla kitabevine sahip olan kenttir.
Tarihi mimari dokusu hiç bozulmamış, adeta bir müze-kent olarak tanımlanabilir.
Kent aynı zamanda “citta rosso (kızıl kent)” olarak da biliniyor. Yıllarca komünistlerin kalesiydi. 1968’den başlayarak 1980’lerin ortalarına kadar komünist ve sosyalist oyların toplamı yüzde 50’nin üzerindeydi. Sol, gücünü bugün de belli ölçüde korumaktadır.
1974 yılında kentin en büyük meydanı olan “Piazza Maggiore” de 1972’den 1984’teki ölümüne kadar İtalyan Komünist Partisi Genel Sekreteri olan Enrico Berlinguer’in konuşmasını dinlemiştim. Berlinguer, İspanyol meslektaşı Santiago Carillo ile birlikte Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nden bağımsız hareket eden “Avrupa komünizmi”nin öncülerindendi. O gün, konuşmasını bitirdikten sonra benim en sevdiğim İtalyan kadın sesi olan Milva’yı sahneye davet etmişti. Milva, kızıl saçları, üzerindeki uzun siyah elbisesiyle bir tanrıçayı andırıyordu. On beş şarkı söylemiş, konserini partizanların ölümsüz şarkısı “Bella Ciao” ile bitirmişti. Şarkıyı meydandaki yüz bin kişi aynı coşkuyla söylemiştik.
Güzel, umutlu günlerdi. Bu kente her geldiğimde yaptığım gibi bu sefer de o meydanda bir taşın üzerinde oturmuş, o şarkıyı mırıldanmıştım… “Una mattina mi son svegliato/ o bella ciao, bella ciao, bella ciao, ciao, ciao/ una mattina mi son svegliato/ e ho trovato l’invasor…”
Bu kez nedense gözlerimde birer damla yaş birikmişti…

***

Dünyanın en büyük çocuk kitapları fuarı 54 yıldır Bologna’da düzenleniyor. Her yıl bu fuara yüzde 18’i yabancılar olmak üzere ortalama 4 bin 200 yayınevi katılıyor.
Ülkemizde son yıllarda gelişen çocuk ve gençlik kitapları yayıncılığının yükselişine orantılı olarak bu fuara Türkiye’den gelen yayıncı ve yayınevi temsilcilerinin sayılarında da artış gözlemleniyor.
Fuarda T.C. Kültür Bakanlığı’nın da bir pavyonu var, burada çok sayıda yayıncımızın stantları bulunuyor.
Bilindiği gibi yayıncılık Türkiye’de hızlı gelişme gösteren sektörlerden biri. Gerek kitap üretimi gerekse kitap çeşitliliği açısından ülkemiz 11. sırada.
Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’nın ziyaretçileri arasında çizerler önemli bir yer tutuyor. Ellerinde dosyalarla yayıncıların peşinde koşturuyorlar.
Bir çocuk kitabı çizgi-resimsiz bir şey ifade etmediğinden çocuk kitapları bu meslek grubu için bir hedef. Çocuk kitapları onlarsız düşünülemiyor.

***

Kitap fuarları profesyonelleri için bu fuarlar çok önemli çünkü insan her birinden yeni bir şeyler öğreniyor.
Üç günlük Bologna, doğrusu bana hem mesleki hem de insani açıdan iyi geldi. Bir yandan yeniliklerle tanıştım, öte yandan da referandum çığırtkanlarının seslerini bir anda duymaz oldum.
Dünya varmış…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları