Demokrasimiz ikinci lige düştü

28 Nisan 2017 Cuma

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde yapılan oylamada Türkiye 13 yıl sonra “demokratikleşme yönünde umut vermediği” gerekçesiyle yeniden denetime alındı.
Bu kararla birlikte Türkiye, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Ermenistan, Gürcistan ve Moldova ile aynı lige düştü.

Bu noktaya nasıl gelindi?
Bu sorunun yanıtını gazetemiz çarşamba günkü sayısında verdi. Eğer bir yıldan kısa bir sürede bir ülkede 159 gazeteci tutuklanıyorsa, 178 medya kurulu kapatılıyorsa, 112 üniversiteden 4 bin 811 akademisyen işten atılıyorsa, barış isteyen 312 akademisyen meslekten ihraç ediliyorsa, parlamentoda temsil edilen bir partinin iki eş genel başkanı ve çok sayıda milletvekili tutuklanıyorsa, bir partinin kazandığı 103 belediyenin 82’sine kayyım atanıyor ve belediye başkanlarının 85’i tutuklanıyorsa o ülkenin Avrupa Birliği’nde işi yoktur.

AKP’nin niyeti
İktidarının ilk yıllarında Avrupa Birliği ailesinin takdirini kazanacak ölçüde reformları gerçekleştiren, üyeliğin olmazsa olmazı olan Kopenhag kriterlerini uygulama sözü veren, nihayet adaylık müzakerelerinin kapısını açan AKP, sonradan çark etmiştir.
Nedeni, Avrupa Birliği’nin ölçütlerini uyguladığı takdirde toplumu dizginlemesi amacıyla başvurduğu/ başvuracağı hukuksuzlukların sınırlarını daraltacağına ilişkin öngörüsüdür.
Bu dönemde “Şangay Beşlisi” önerisi tartışılmaya, Rusya ile yakınlaşma çabaları başlamıştır.
Avrupa Birliği, bir “siyasal İslam” projesi olan AKP’nin ve liderinin “Ortadoğu’da patron olma” hayallerinin karşısında en büyük engeldir. AKP, bu gerçeği gördükten sonra adım adım AB’den uzaklaşmış, sonunda “Eyy… Avrupa” noktasına gelinmiştir.

Sonuç
Türkiye demokrasisinin ikinci lige düşürülmesi AKP açısından beklenen/istenen bir sonuçtur. Artık dilediği gibi at koşturacaktır. Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun kararına karşı ses yükseltmeler senaryosu kötü bir tiyatrodur.
Cumhurbaşkanı bu karar sonrası yaptığı açıklamada. “Bu siyasi bir karardır, tanımıyoruz” demiştir. Ya nasıl bir karar olacaktı? Kültürel, sosyal ya da, ekonomik bir karar mı? Tabii ki siyasal bir karar olacaktı.
AKP iktidarı bu karar sonrası ülkemizin başına gelecekleri görmezden gelmektedir. Avrupa ülkeleri ile dış ticaretimiz, turizmimiz sıkıntıya düşecek, Avrupa ülkelerinde yaşayan yurttaşlarımıza baskılar uygulanacaktır.
Türkiye, Ortadoğu bataklığında debelenirken Amerika Birleşik Devletleri’ni, Rusya’yı, Avrupa ülkelerini karşısına almıştır/almaktadır.
AKP’nin hırsı aklının önüne geçmiştir.
Bu iktidar ilk seçimlerde yenilgiye uğratılmalıdır. Referandum sonuçları bu konuda umut vericidir.
Öyleyse…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları