Mehter marşıyla gelip İzmir Marşı’yla gitmek
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Mehter marşıyla gelip İzmir Marşı’yla gitmek

17.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Artık nihayet görüldü, henüz görmemiş olanlar varsa onlar da görsün: Bildiğimiz AKP Türkiyesi dönülmez akşamın ufkundadır; bugünkü bedbaht Türkiye’den yarına hep birlikte, barış içinde yaşayıp çocuklarımızı güvenle yetiştirebileceğimiz demokratik bir Türkiye’ye varırsak, Mustafa Kemal Atatürk o ülkede yol gösterici ortak değerlerimizin başında gelecektir.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi 10 Kasım konuşmasından sonra artık başka türlü düşünmemiz mümkün değil.
Erdoğan sadece Cumhurbaşkanı değil, Türkiye’deki “siyasal İslamcı ana akım”ın da lideri...
İşte bu bakımdan geçen 10 Kasım’da söyledikleri çok önemliydi.
Neden önemli olduğuna geçmeden önce ne dediğini hatırlayalım:
Milletimizin soyadı olarak kendisine verdiği Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz.
Geçtiğimiz yüzyılın o sıkıntılı döneminde her ülkenin kendine göre bir lider ortaya çıkardığını ve kurtuluşu onun öncülüğünde aradığını görüyoruz. Bu liderlerden pek azı ülkesini arzu edilen zaferlerle tanıştırabilmiş, istenen başarılara ulaştırabilmiştir. Hiç şüphe yoktur ki Atatürk işte bu liderlerden biridir.
Birileri çıkmış biz Atatürk’e Atatürk dedik diye bir sürü senaryolar yazıyor. Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim bunu ifade etmemizden daha doğal ne olabilir.
Atatürk’ü sadece anmakla kalmamalı, anlamaya da çalışmalıyız.
Konuşmalarında “Atatürk” adını genellikle anmayıp “Gazi Mustafa Kemal” demekle yetinen bir lider, geçen 10 Kasım’da Atatürk’ü birçok kez zikretmekle kalmamış, bu soyadını ona “milletin verdiğini” de nihayet kabul etmiştir.
Daha bir yıl kadar önce, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan Lozan Antlaşması’nın “zafer diye yutturulmaya çalışıldığını” söylemiş bir liderin ağzından, “geçen yüzyılın sıkıntılı dönemlerinde Atatürk’ün ülkesini istenen başarılara ulaştırabildiği” gerçeğinin ifade edildiğini duymak haz vericidir.
Bu hazzı yaşamayı hak etmedik mi?
Hem de sonuna kadar hak ettik.
Atatürk’ü sadece anmakla kalmamalı, anlamaya da çalışmalıyız.” diyebilen AKP lideri ve Cumhurbaşkanı, bilmelidir ki bu hususta Türkiye’ye en büyük katkıyı, başında olduğu siyasi misyon son 15 yıldaki icraatıyla yapmıştır.
Atatürk ve Atatürkçülüğün bu ülke için anlamı ve önemi, Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinden bu yana ilk kez gerçekten anlaşılıyorsa bunu AKP’ye ve liderine borçluyuz.
Atatürkçülük, bilimsel düşüncenin idarede, eğitimde ve kalkınmada esas alınmasıdır, insanlığın bir arada barış içinde yaşayabilmek için bulabildiği yegâne yol olan laikliktir, yurttaşların cumhuriyetidir, kadın-erkek eşitliğidir, kültürdür, çağdaş uygarlık ile bütünleşmektir ve “Yurtta barış, dünyada barış”tır.
Evet, AKP iktidarı bütün bu saydıklarımızın 180 derece tersini giderek artan biçimde yapıp bu ülkeyi çöküşün eşiğine getirmiş ve bu yüzden, ya da “bu sayede” mi demek gerekir, Atatürk’ün değerinin anlaşılmasına ve onu benimseyenlerin küçümsenemeyecek nispette çoğalmasına en büyük katkıyı bizatihi vermiştir.
Her şerde bir hayır vardır” denir ya, bu iktidarın şerrindeki hayır da Atatürk’ün nihayet doğru biçimde anlaşılmasına vesile olmaktır.
Ve hepsi bundan ibarettir; yoksa, lider ve partisi nihayet “Atatürk” dedi diye Atatürkçü olmuyor.
İktidarın Atatürk manevraları üç durumu işaret ediyor.
Birincisi, AKP’nin muhafazakâr ve fakat kendisini bir biçimde Atatürkçü olarak da tanımlayan, Atatürk’e yapılan saldırılara tepkili ve Meral Akşener’in Cumhuriyet değerleriyle barışık olduğunu söyleyen İYİ Parti’sine gidebilecek bir seçmen kesimini elde tutma çabasıdır.
İkincisi ki bu esaslı ve tarihsel niteliktedir; iktidarın ideolojik ve moral bakımdan bitip tükenmiş olmasıyla ilgilidir. Ana akım İslamcılığın mirasını temsil edenler, kuruluşundan beri tahkir ve istihfaf ederek savaştıkları bir sembole şimdi siyasi selametleri için ellerini uzatıyorlar.
Üçüncüsü, bir değerler bütünü olarak Atatürk’ün manevi şahsiyetine dokunurlarken onun önem ve anlamının içini boşaltmak niyetindeler. Çünkü bunu, bildiklerini okumaya devam ederken yapıyorlar, özellikle de eğitimde... Sathi ve demagojikler.
İktidarın, geçmişte Atatürk’ün anısına yaptığı saygısızlıkla övünmüş medya görevlilerinden biri, devran döndükten sonraki bir canlı yayında “İzmir Marşı”nı söylemiş. Ne güzel. Bu yazının başlığı da kendilerine nazire olsun.

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018