Tavşana kaç tazıya tut (26.11.2017)
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Tavşana kaç tazıya tut (26.11.2017)

26.11.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Görüyorum ki daha iki gün önce Amerika’yı yerden yere vuran medya, bir telefon konuşmasıyla tamamen üslubunu yumuşatmış durumda.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinde Suriye’de YPG’ye olan silah yardımını durduracağını söylemesi, hatta Türk makamlarının ifadelerine göre daha da ileri giderek, “Zaten saçmaydı” demesi, Ankara’yı sevindirmiş gözüküyor.
Son derece berbat seyreden Türk-Amerikan ilişkilerinin, bir tık dahi yumuşamış olması, iyi bir şey. Hele de Sarraf davasına saatler kala. Buna itiraz yok. Ancak fazla açılmamak, yeniden düş kırıklıkları yaratabilecek bir beklentiye girmemek adına, mevcut ABD politikasıyla ilgili bazı gözlemleri paylaşmak gereği hissediyorum:
1. Donald Trump’ın dünyanın en güvenilir karakteri olmadığını söylememe gerek yok herhalde. ABD Başkanı, devlet adamlığı değil ‘showman’ yönü sayesinde seçildi. Bunu da ABD’nin dünyayla arasını düzeltmek için başarıyla kullanıyor. En önemli özelliği, bol keseden iltifat. Şu ana kadar Angela Merkel dışında konuştuğu bütün liderlere, ‘en iyi görüşme’, ‘en iyi dönem’, ‘en iyi dostumuzsunuz’ gibisinden yağlı ballı ifadeler kullandı. Haliyle Trump’a has bu ‘karşısındakini iyi hissettirme’ taktiğini not etmek gerekir.
2. Trump, ABD devletinin başı ve tabii ki temel politikaları belirliyor; ancak devletin tüm kurumlarını temsil ettiği kuşkulu. Kongre de, bürokrasi de Trump’ı frenleme gücüne sahip.
3. Yanlış anlaşılmasın: Washington, tabii ki Türkiye’ye önem veriyor ve kesinlikle arayı düzeltmek istiyor. Türkiye önemli bir coğrafyada, önemli bir ülke. Ancak benim gözlemim, Washington, Ankara ile ilişkisini kendi bölgesel politikalarında taviz vermeden, tatlı-sert bir politikayla yönetmek istiyor.
4. ABD, Kürtlerle de arayı iyi tutmak istiyor. Bu politikanın adı, ‘Tavşana kaç, tazıya tut’ politikasıdır. Türkler ve Kürtler, kendi aralarındaki meseleleri halledemedikleri sürece, sonsuza dek büyük güçlerin manipülasyonlarına açık olacaklardır.
5. Trump’ın dedikleri, zaten malumun ilanı. Rakka operasyonunun sonlandırılmasıyla Pentagon’un artık YPG ve YPG’nin içinde olduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne yeni mühimmat vermesine gerek kalmıyor. Ancak bunu ‘ABD Kürtleri satıyor’ diye yorumlamak yanlış olur. Oradan 2 binin üzerinde ABD askeri ve 7-8 tane ufak ölçekli üs var. Bildiğim kadarıyla ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden paldır küldür oradan çekilme planı yok. ‘Yeni silah vermeyeceğiz’ sözü, SDG’yle müttefikliğin bittiği anlamına gelmez.
6. Tahminim ve duyumlarım, ABD’nin en az bir yıl daha Rakka ve diğer Kürt bölgelerinde kalmayı planladığı şeklinde. Bundan sonraki aşama, ‘stabilizasyon’ yani orada çoğulcu ve Arap-Kürt karma bir siyasi sistemin kurulması, elektrik ve su altyapısının inşası sürecinde devrede olmak. Pentagon ancak ondan sonra çekilmeyi düşünüyor.
7. Washington’ın Kürtlere herhangi bir taahhüdü yok. “Nihayetinde burada nasıl bir yönetim olacağı, Şam rejimiyle yapacağınız pazarlık sonucunda çıkacak” diyor. ‘Bağımsız Kürdistan’ düşüncesine karşı. Ancak hem ABD, hem de Rusya, Suriye Kürtlerinin bundan sonra eskisi gibi yaşayamayacağını, gevşek de olsa bir cins özerklik olması gerektiğini düşünüyor.
8. Bu da tahmin: Trump yönetimi İran ve İran’ın yayılmacı politikaları konusunda takıntılı olduğu sürece, Suriyeli Kürtlerle ilişkisini koparmayacaktır. Birkaç hafta önce Washington’daydım ve en çok duyduğum ifade, ‘İran’ın Akdeniz’e köprüsü’ oldu. Bundan çok korkuyorlar. Haliyle, her ne kadar Trump, Suriye meselesini Rusya’ya devretmeye dünden razı olsa da bunu yaparken İran’ın alanını genişletmek istemiyor. Ezcümle, Suriye’nin Kürt bölgelerinin tümüyle Esat rejiminin, haliyle İran’ın nüfuz alanına girmesini istemeyeceklerdir.
9. Ve son söz: Suriye Kürtleri eninde sonunda Ankara ile, Ankara eninde sonunda Suriye Kürtleriyle ‘normalleşme’ yoluna gitmek zorundadır. 2019’a kadar çalkantılı bir süreç var. Ancak ondan sonra normalleşme aşamasına gelinmesi, şaşırtıcı olmaz. İki tarafında da tarihi ve coğrafi çıkarları bunu dayatıyor.  

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018