Aslı Aydıntaşbaş

Beklentiler

31 Aralık 2017 Pazar

Yeni bir yıla hazırlanırken beklentilerimiz neredeyse minimum.
Bizi o kadar yıldırdılar, bezdirdiler ki, bu gece yılbaşını kutlarken çoğumuzun aklında büyük hayaller yok.
Son günlerde karşıma çıkan herkese “2018’den ne istiyorsunuz” diye soruyorum. “Sağlık” diyenler var. Bunlar en umutlu kesim. Onun dışında “Aman huzur olsun da yeter” diyenler mi istersiniz, “Daha kötü olmasın da...” diye cümleye başlayanlar var!
Anlayacağınız, kimsenin fazla iddialı konuşma cesareti yok. Beklentiler sıfıra yakın. İnsanlar, kötüye, vasata, baskıya alışmış, yeni yıla girerken yerinde saymaya bile razı. Yeter ki daha kötüsü olmasın.
Geçenlerde Mine Söğüt’ün yeni yıl dileklerini anlattığı köşe yazısı gibi:
“Kimse ülkeyi kendi çıkarları için soyup soğana çevirmesin. Çeteler ve iktidarlar bir olup hayatın altını üstüne getirmesin. [...] Sesimizden, sözümüzden, görünüşümüzden korkar hale gelmeyelim. Kör bir kurşunla vurulup sokak ortasında ölmeyelim. Sopalarla dövülmeyelim. Palalarla kesilmeyelim. Kapılarımızı kırıp evlerimize dalmasınlar. Tehditler savurup hayatlarımızı dağıtmasınlar. Uluorta yargısız infazlar yapmasınlar. Sergilerimizi basmasınlar. Toplantılarımızı engellemesinler. Çocuklarımızı taciz etmesinler.”
Doğru. Yeni bir yıla girerken üç aşağı beş yukarı çevremdekilerin beklentileri bundan ibaret. Bizi daha fazla hırpalamasınlar, daha çoğumuzu zindanlara atmasınlar yeter, diyorlar.
Ben bir ‘tık’ daha iyimserim 2018 konusunda. Çevremdekiler de şaşırıyor bu ruh halime. “Emin misin” diyorlar.
2018’de yeniden demokrasiye kavuşacağımıza, bütün siyasi tutukluların serbest bırakılacağını sanmıyorum.
Ama “En kötüsü geride kaldı” diye düşünüyorum. Daha kötüye gitmez, belki biraz daha nefes alacak alanlar yaratabiliriz.
Bu iyimserliğim iki nedenden kaynaklanıyor. Birincisi, bu ülkenin artık daha fazla baskıya dayanamayacağını, hem ekonomik olarak çökme riski hem de dünyadan dışlanma riski olduğunu gördüler. Almanya’ya “Aman arayı düzeltelim”, Amerika’ya el altından “Durun biz delil yoksa onu bunu kısa zamanda zaten serbest bırakırız” mesajları vermeye başladılar. Demokrasi ve Batı blokuna dönüş vaat etmiyorlar ancak biraz daha izanlı davranmazlarsa memleketin çökeceğini anladılar.
İkincisi, kendi tabanlarında homurdanma, mutsuzluk var. Nuriye ve Semih, Akın Atalay ve Ahmet Şık, Osman Kavala ve Murat Sabuncu cezaevine atıldığı için değil ama tırıvırı sebeplerle 5 binin üzerinde başörtülü kadın cezaevinde olduğu için kendi tabanlarında mutsuzluk var. İktidar partisi ve MHP’nin toplam oyları, referandumdaki zoraki yüzde 51’in 2-3 puan gerisinde. 2019 başkanlık yarışı için yüzde 51 cepte değil.
Bu yüzden de iyi insan olduklarından değil ama artık böyle götüremeyecekleri için, kendi akıbetlerini düşündükleri için biraz izanlı davranmak zorundalar. Bunu gördüler. Bu sayede bir tık nefes alma imkânı bulacağımızı düşünüyorum 2018’de.
Fazla değil ama züğürt tesellisi işte!..
Yeni yıla girerken arkadaşımız Emre İper tahliye edildi. Kendisine “Hoş geldin” diyorum. Üç vakte kadar Ahmet, Akın ve Murat’ın da aramıza katılacağını bilerek, öncelikle Cumhuriyet ailesine güçlü bir 2018 diliyorum.
Sevgili okurlara ise “Enseyi karartmayın” diyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaklaşan facia 6 Eylül 2018
Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları