Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

09 Mart 2018 Cuma

1969 yılında Türkiye’ye gelen Amerikan 6. Filosu’nun askerleri hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaşmışlardı. Filonun uğradığı ilk liman İzmir’di. Limana demirleyen gemilerden çıkan bahriyeliler topluca genelevlerin bulunduğu Tepecik’e doğru yönelmişlerdi.
Gemilere karşı ilk protestolar sendikalardan, gençlik ve sivil toplum kuruluşlarından gelmişti. Bu örgütler 6. Filo’yu Akdeniz ve Ege’de emperyalizmin bekçisi olarak görüyorlardı. Amerikan askerleri benzer protestolarla başka ülkelerin limanlarında da karşılaşmış olduklarından bu tür karşılamalara alışıktılar. Fakat İzmir’de karşılaştıkları bir olay onları şaşkına çevirmişti…
Tepecik genelevlerinin kadınları sokağa dökülmüşler, askerlere “Sizi istemiyoruz!” diye haykırıyorlar, onları evlerine almıyorlardı. Bu, dünyada bir ilkti. Amerikan askerleri şaşkın, gemilerine geri döndüler.
İzmir’in genelev kadınları Amerikan emperyalizmine kucak açan siyasetçilerden daha onurlu çıkmışlardı.

***

6. Filo’nun bir sonraki limanı İstanbul idi. Gemiler Dolmabahçe önlerine demirledi. Bu, 1968’in devrimci gençliği için kabul edilemez bir durumdu. Her gün, giderek daha da genişleyen protesto eylemleri gerçekleşiyordu. Bunlara karşı emperyalizm yandaşları da Milli Türk Talebe Birliği, İlim Yayma Cemiyeti gibi derneklerde örgütleniyorlardı. Ama bu tepkileri asıl örgütleyen Mehmet Şevki Eygi’nin Bugün gazetesiydi.
11 Şubat günü Beyazıt’ta yapılan eylemde Beyazıt Kulesi’ne kızıl bayrak çekilmesi bardağı taşıran damla olmuştu. Gazete ertesi gün “Tarihimizin en kara günü” başlığıyla çıktı. Mehmet Şevket Eygi, “Kızıl komünistlere hadlerinin bildirilmesi gerektiği” çağrısını yaptı. 14 Şubat günü Milli Türk Talebe Birliği’nin, Cağaloğlu’ndaki salonunda “bayrağa saygı” toplantısı yapıldı. MTTB Başkanı İlhan Darendelioğlu’na göre “memlekete ihanet eden bu hainleri toprağa gömme zamanı gelmişti.”

***

Bu bölümü Gürkan Hacır’ın 14.10.2010 tarihli Akşam’da yayımlanan bir yazısından alıntılıyorum. “(İslamcı gençler) 16 Şubat Pazar günü inanılmaz bir eyleme imza attı. Dolmabahçe’ye demirlemiş 6. Filo’ya ait bir gemiyi kıble yaparak namaz kıldılar. Amerikan deniz subayları şaşkındı. İzmir’de genelev kadınları onları kapıdan içeri almamıştı. Şimdi de İstanbul’da gemileri kıble kabul edilmiş, muhafazakâr gençlik gemiye karşı namaz kılıyordu. Devrimcilerse Amerikalıları denize dökmek için Dolmabahçe’ye yükleniyordu. Ancak aşmaları gereken hazırlıklı bir kitle vardı. Hazırlıklı diyorum, çünkü MTTB’ye gerekli aletler dağıtılmıştı. 16 Şubat 1969 Pazar günü ateşle barut yan yana gelmişti. Ve beklenen kan döküldü.
Protestocu solcular kalabalıktı. Yaklaşık 35 bin kişiydiler. Karşıda onları bekleyen 3 bin kişilik bir kalabalık vardı. Ama polis protestocuları dağıtmaya kararlıydı. Taksim Meydanı’nda polis destekli İslamcı gençlik kendinden çok daha fazla olan bu protestocuları püskürtmeyi başardı. Ali Turgut Aykaç ve Duran Erdoğan hayatını kaybetti. Onlarca kişi yaralandı.
İçişleri Bakanı Faruk Sükan olayların sorumlusu olarak Türkiye İşçi Partisi’ni ilan etti.”
12 Mart 1971 Darbesi’nin yolu açılmıştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları