Hikmet Altınkaynak

Okur olmak

11 Ekim 2018 Perşembe

Okur, okuma edimini gerçekleştiren kişidir. Okumak ise, yazılı, basılı sözcüklerin zihinden geçirilerek algılanması, anlamlandırılması, yorumlanması edimidir. Okuma yolculuğu ilkokulda başlar. Okuma zevki ve alışkanlığı evde ve okulda kazanılır. Yalnızca ders kitabı okuyarak alışkanlık kazanmak zordur. Edebiyat kitaplarıyla, gazete ve dergilerle pekiştirmek gerekir.
Bunu kazanan kişi her sorunu daha kolay çözer. Gündemi iyi izler. Okuduğunu anlar. Zaten kısaca okumak, anlamak demektir. Anlamaksa zordur. Hermeneutik (anlama sanatı) adıyla üniversitelerde okutulan bir dersi de vardır.
Üç aylık düşünce dergisi Cogito, geçen yıl Kış 2017 sayısını Hermeneutik’e ayırdı. Dosya editörü Kaan H. Özten’in tanımı çok hoşuma gitmişti. Özten, “anlamak hemhâl olmaktır” diyordu.
Okuma, beynin besinidir. Beyinse, bilinç merkezimizdir. İnsan olmanın en başat özelliği olan düşünceyi, dili ortaya koyan, insanı yöneten organdır. Belki de bunun için Melih Cevdet Anday, okumayan çürür” demiştir. Bilimsel araştırmalar da bu görüşü destekliyor: Yale Üniversitesi’nden üç öğretim üyesi, elli yaşın üstünde 3 bin 635 denekle 12 yıl süren bir araştırma yaptılar. 2016’da yayımlanan araştırma sonucuna göre, araştırmanın yapıldığı 12 yıllık sürede, haftada en az üç buçuk saat kitap okuyanların yaşamını yitirmesi yüzde 23, daha az okuyanların ise, yüzde 17 azaldı. Buna göre, kitap okuyanların okumayanlardan yaklaşık iki yıl daha uzun yaşadığı olasılığı ortaya çıktı.
Öte yandan Okumanın Tarihi (YKY) adlı kitabında Alberto Manguel ise, sert bir anlatımla “Yazmadan yaşanabilir ama, okumadan asla” diye yazar ve şunları ekler: “Toplumlar yazı olmadan da vardır ama, hiçbir toplum okumadan var olamaz.” Bunun içindir ki, eğitim-öğretime bir toplumun devamlılığını sağlayan temel kurum gözüyle bakılır. İşte bu yüzden kimileri Cumhuriyet yönetimine karşılar, çünkü Cumhuriyet’in kazanımlarından biri olan çağdaş eğitimi yıkmak istiyorlar.
İyi bir okur olmak, her kitabı okumak demek değildir. Çünkü okuma beynin besinidir ama, beyin çöplük değildir, bu nedenle de okurun okuduklarını seçerek okuması da önemlidir. Okur olmanın da sorumlulukları vardır. Okur olmak bireysel olduğu kadar toplumsaldır. Bir kitap yalnızca ödül aldı diye, çok satıyor diye okunmamalıdır. Hangi ödülü aldı, hangi nedenle çok satıyor diye de sorgulamak gerekmez mi? Bir kitabın okunması demek, yazarını, yayıncısını, anlatılanları bir anlamda desteklemek değil midir?
Çok okuyan Manguel öğrenciyken, hastalanıp 1920’den sonra gözleri görmeyen ünlü yazar, öykücü Jorge Luis Borges’e (1899-1986) dört yıl kitap okudu, daha sonra o da çokdilli çevirileriyle, yayıncılığıyla, roman ve denemeleriyle ünlenen evrensel bir yazar oldu.
Türkiye’de de çok iyi tanınan Manguel, özellikle Tanpınar’ın İzinde: Beş Şehir adlı kitabıyla, Tanpınar’ın anlattığı beş kenti kendi de gezerek, izlenimlerini deneme olarak yazdı, büyük ilgi topladı. Şimdilerde Dönüş (Kırmızı Kedi Y.) adlı romanıyla gündemde.
İlerleyen yazılarımda da okur/yazar sorumluluğuyla okuduğum, beğendiğim kitapları, yazarlarını sizlerle paylaşacağım. Edebiyatın ışığında kültür sanat etkinliklerini, fikir festivallerini yansıtmaya çalışacağım.
Tüm bunları yaparken “eleştirel okuma” izleyeceğim yol olacak.
Evet, okumak anlamaktır, “hemhâl olmaktır”; anlamaksa birleşmek, kaynaşmak, bilge olmak...
Fikri Sağlar’ın Kültür Bakanlığı döneminde ne güzel bir slogan vardı: İnsan Okur!
Okumanın tarihi, uygarlığın tarihidir...
Tek cümleyle okur olmak, yaşamaktır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları