Ara Gözbek: Asılan düdükler ve saklanan gerçekler

Avrupa'nın en iyi 3 hakeminden biri olan Cüneyt Çakır'ın ve geçen sezon bir yıl daha kalmasına karar verilen Fırat Aydınus'un söz konusu 13 isim arasında yer alması dikkat çekti.

Spor yazarı Ara Gözbek, konuya ilişkin, 'Asılan düdükler ve saklanan gerçekler' başlıklı bir yazı yayımladı. İşte Gözbek'in değerlendirmesi:

Türkiye Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Kurulu (MHK), Süper Lig'de görev alan hakem kadrosunu yeniden belirlerken 13 ismi listeden çıkardı. Hem yaş sınırı hem de kulüplerin şikayektlerini göz önünde bulunduran MHK, bu sezonu tamamlayacak hakemleri güncelledi. 

Avrupa'nın en iyi 3 hakeminden biri olan Cüneyt Çakır'ın ve geçen sezon bir yıl daha kalmasına karar verilen Fırat Aydınus'un söz konusu 13 isim arasında yer alması dikkat çekti.

Spor yazarı Ara Gözbek, konuya ilişkin, 'Asılan düdükler ve saklanan gerçekler' başlıklı bir yazı yayımladı. İşte Gözbek'in değerlendirmesi:

"Amerikan suç ve polisiye filmlerinde bir cinayet işlendiğinde cinayet masası dedektifi soruşturmaya şuradan başlar; olay yerine gelip incelemeyi tamamladıktan sonra maktulün en yakınındaki kişiye, bu eşi de olabilir, annesi veya babası da, maktulün bir düşmanı olup olmadığı sorar. Ardından maktulün ölümünden bir menfaat sağlayacak biri olup olmadığı soruşturur ve ondan sonra asıl “av mevsimi” başlar. Çünkü dedektifimiz maktulün çevresindeki en yakın 10 kişiden ifade almak için sorguya çeker. Diyelim ki o 10 kişinin 9'u şüphelenmek konusunda o 1 kişiye işaret ediyorsa dedektifimizin işi bir nezbe de olsa kolaylaşacaktır. Çünkü elindeki şüpheliler listesinden bir kişiye  çentik atıp listeden elemiş bulunuyor. Çünkü her ne kadar hala katilin kim olduğunu bulmuş olmasa da katıilin en azından kim olmadığını bulmuş oluyor. Evet, 10 kişinin işaret ettiği o tek  kişi katil olamaz. Çünkü 10 kişinin 4'ü veya 5'i değil, 9'u da aynı kişiyi işaret ediyorsa bu o kişinin katil olduğunu değil, organize bir şekilde kurban seçildiği anlamına geliyor.

Gelelim bugünkü yazımızın konusuna. Türkiye futbol tarihinde benzeri yaşandı mı bilmiyorum. Bu geride bırakmakta olduğumuz hafta içi MHK'nin almış olduğu kararlar Türkiye'deki futbol ikliminin gerçek manada dengesini bozdu diyebiliriz. TFF'nin resmi sitesinden yapılan açıklamada mevcut 13 faal hakemin bundan böyle maç yönetmeyeceğini duyurdu. Yani Türkçesi şu; “biz bu adamları ihraç ettik.” Görevine son verilen 13 hakem kim, bir listeye göz atalım;

    1) Cüneyt Çakır

    2) Fırat Aydınus

    3) Ali Palabıyık

    4) Haliz Özkahya

    5) Abdulkadir Bitigen

    6) Bahattin Şimşek

    7) Hüseyin Göçek

    8) Suat Arslanboğa

    9) Burak Şeker

    10) Alper Ulusoy

    11) Mert Güzenge

    12) Tugay Kaan Numanoğlu

    13) Özür Yankaya (sadece VAR hakemi olarak edebilecek)

Eminim futbolla çok yakından ilgilenmeyen veya Türkiye'deki futbol iklimini fazla solup salgılamayan, bu durumu herhangi bir fabrikada ekonomik krizde toplu işten çıkarıma benzetecektir. Ama emin olabilirsiniz ki her şey göründüğü gibi olsaydı denizden elinize aldığınız bir avuç su mavi olurdu. Ortalık birbirine girdi ve tam soru işaretleri sayısı katsayılarıyla çarpılarak artıyordu ki gazeteci Atilla Gökçe aracılığıyla bir açıklama sızdı basına. MHK başkanı Fevzi Aydoğdu gerekçe olarak üç kelime altında topladı konuyu; “performans, yıpranma ve gençleştirme”

Bütün bunların yayın ihalesinin arifesinde gerçekleşiyor olması zaten enteresan bir tesadüf. Bu durum aynı zamanda uzun yıllar sonra konuşulacak skandallarla dolu bir polisiye film denilebilir. 

Bundan 3 hafta önce bir Beşiktaş maçından sonra Adana Demirspor başkanı Murat Sancak öyle açıklamalar yapmıştı ki sıcağı sıcağına yankıları hala devam ediyor. Hakeme hakkını helal etmediğini söyleyen Sancak, daha önce de hakemler tarafından mağdur edildiğini anlattı. TFF'ye ve MHK'ye de sitem ve ağır eleştirilerde bulundu. Buraya kadar her şey tamam, sonuçta TFF ceza kurulu bir ceza verir böyle durumlarda ve konu kapanır, hatırlanmaz bile. Sayın Murat Sancak, MHK'de hakemlerin arasında çokça FETÖ'cü olduğu ve bununle ilgili gerekli bir temizlik yapılmasını söyledi. Gerekirse isim isim de ifşa edebileceğini iddia etti. Hatta bu isimlerin kaç kişi olduklarını, isimlerinin ne olduğunu federasyon yönetiminin gayet iyi bildiğini vurguladı. Bununla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunup bulunmadığı sorulduğunda ise bununla ilgili TFF'nin gereğini yapması gerektiğini söyledi. Yani şöyle, kapı şuraya açılmış oluyor; özerk bir kurum olarak tanımlanan Türkiye Futbol Federasyonu, kendi içinde, özellikle MHK'de, hatta hakemler arasında kriminal bağlantılı şahıslar olduğunu ve hatta bunun Türkiye'de “paralel yapı” olarak tanımlanan bir terör örgüt üyesi olmakla iddia ediliyor. Murat Sancak'a 6 ay hak mahrumiyeti ve 113 bin lira para cezası verildi, iki hafta gecikmeli olarak. Hayır, neden ceza verildiğini sorgulamıyoruz veya sayın Murat Sancak'ı hedef de göstermiyoruz. Lütfen yorumumuz bu konuda çarpıtılmasın. Benim bütün spor kamu oyu adına sormak istediğim soru şu; sizce neden Sayın Murat Sancak'ın cezası bu kadar geç verildi? Geç mi verildi yoksa planlı ve organize bir şekilde geciktirildi mi? Murat Sancak sorduğumuz bu sorudan tamamen bağımsızdır, bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bu konuyu şimdilik katlayıp sol iç cebimize kaybetmemek üzere yerleştirelim. Çünkü yazımızın devamında parçaları bir araya getirmek adına tekrar açıp göz atmak isteyebilirsiniz. 

Olaylı Adana Demirspor – Beşiktaş maçının hakemi Ali Şansalan'dı. Murat Sancak'ın maç sonu veryansın ettiği hakem. Hatta bu sezon çokça veryansın edilen hakemlerden biri diyebiliriz. Çok enteresandır tabir-i caizse pasifize edilen, tasfiye edilen 13 hakem listesinden Ali Şansalan yer almıyor. Peki TFF ve MHK mevcut hakem havuzunda yer alan hangi hakemlerle devam edecek sezona? Hemen listeye göz gezdiriyoruz...

    1) Yaşar Kemal Uğurlu

    2) Halil Umut Meler

    3) Atilla Karaoğlan

    4) Arda Kardeşler

    5) Erkan Özdamar

    6) Ümit Öztürk

    7) Mete Kalkavan

    8) Ali Şansalan

    9) Sarper Barış Saka

Her iki listede yer alan tuhaflıklar ve tezatlıklar var. Tasfiye edilen hakemlerin arasında hepsinden önce Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus var. Cüneyt Çakır, bir Şampiyonlar Ligi finali, iki kez Dünya Kupası yarı finali yönetmiş bir hakem. Muhtemelen de bu sene Katar'daki dünya Kupası'nda olası bir Final yönetecek. Dünya Kupası için planlama yapan FIFA veya Şampiyonlar Ligi içn organizasyon yapan UEFA şimdi bu durumu sorgulamayacak mı? Misal “Biz bu adam final yönetecektik, siz bu adamı tasfiye ettiniz, hayırdır?” diye sormayacak mı? Gerekçeniz ne olacak? Olası bir şike operasyonu  veya bahis baronları, herhangi bir kuşku uyandırmayacak mı uluslararası platformda futbolu yönetenlerin zihninde? Bunun adı “itibar suikasti” değil de nedir? Fırat Aydınus, son 20 yıldır ligin adeta hammallığını yapmıştır, bütün yükünü çekmiştir. Ne zaman gergin bir atmosfer olsa, bir olağanüstü hal, hep büyük maçları emanet ettiğiniz hakem değil mi? Fırat Aydınus geçen sezon sonu zaten hakemliği bırakmamış mıydı? Hatta sırf bu yüzden Beşiktaş'ın şampiyonluk maçını vermediniz mi Fırat Aydınus'a? Yaş sınırından hakemliği bırakmıştı, sırf adama görev vermek adına yaş sınırını değiştirmediniz mi? Fırat Aydınus zaten bırakmamış mıydı Beşiktaş maçıyla? Peki şimdi bayram değil seyran değilken böylesine itibar kırıcı, operasyon yaparak neden tasfiye ettiniz? Şimdi mi geldi gençleştirme operasyonu?

Hüseyin Göçek meselesi ayrı bir travma. Haber öyle bir patladı haftaiçi. Hüseyin Göçek, oğlunu okuldan alırken, bütün çocuklar peşinde “Baba senin hakemliğini bitirmişler. Baba sen suç mu işledin?” diye sormuş oğlu. Aslında yapılan işlemin ne kadar fütursuzca olduğunu buradan anlayabilirsiniz. Bu hakemler herhangi bir hipermarketin kasiyerinde fark etmekte ihmal ettiğimiz insanlar değil veya benzlikteki pompacı. Herkesin tanıdığı, bazen bütün hafta konuşulduğu, bir futbol ülkesi olan Türkiye'nin en üst düzey liginde popüler takımların popüler maçlarını yöneten insanlar. Ligdeki bazı kulüp başkanları sokakta gezse tanımayanlar olabilir ama herhangi bir hakem bugün çıksın İstiklal caddesine bakalım olumlu veya olumsuz nasıl bir oranda reaksiyon alıyor insanlardan? Bu operasyon muhtemelen Türkiye Futbol tarihine bir kara leke olarak geçecektir ve yıllarca konuşulacaktır.

Bundan 15 yıl önce eski TFF başkan ımerhum Hasan Doğan döneminde yine bu Türk temizlik yapılmıştı. Ama o süreçte tasfiye edilen 4-5 hakem zaten elimine olması bekleniyordu. O süreçte bu küçük çapta bir detoksa niteliğindeydi. Bugünkü yaşanan süreç ise kangren olmuş bir sol kolun var ve sen gidip sağ kolunu kesiyorsun. Evet, tam olarak bu denilebilir. Asıl yaşanacak kaos şimdi başlıyor. Spor medyasında bir kaç kişinin dışında kimsenin söylemeye dili varmıyor ama gerçek bu. İşin enteresan taarfı bugünkü Federasyonun daha ne kadar devam edeceği belirsiz, MHK ise her an değişebilir. Belli ki Türkiye Futbol ortamı yeniden bir değişime uğrayacak bu bir türk bu sürecin habercisi. Değişim olmazsa farklı sorunlar teşkil edecek ama diyelim ki değişti, hem federasyon hem MHK, o zaman bugün tasfiye ettiğiniz, kasıtlı veya kasıtsız yaptığınız itibar suikastine uğrayan hakemler düştükleri pozisyon ne olacak? 

'Yıpranmış' sebebini düşündüğümüzde devam edecekleri hakem listesine baktığınızda yıpranmamıs kaç hakem var. Hatta bazıları coktan tasfiye edilmiş olması gerekirdi. Normalde böyle operasyonlar sepetteki çürük elmaları ayıklamak için yapılır ama bu kez büyük oranda sağlam elmaları ayırmış ve sistemin dışına itmiş oldular. Şu an kalan listeseki hakemlerin hepsinin çürük elma olduğunu elbette iddia etmiyoruz. Biz gazeteciyiz, elimizde delil olmadan asla kimseye bir ithamda bulunamayız. Ama söz konusu sebep yıpranmışlıksa Ümit Öztürk kadar tartışılmış ve tartışılmaya devam eden kaç hakem var? Tek bir soru soracağız şimdi; Federasyon olarak ve MHK olarak, bu hafta oynanacak olan Galatasaray – Beşiktaş maçına Ümit Öztürk'ü atayabilecek misiniz? Bu soru mevcut her şeyi sorguluyor bir bakıma. Muhtemelen önümüzdeki günlerde hakemlerin gizliden demeçleri sızacaktır medyaya ve bence bir hakem çıkıp gerçekten röportaj vermeli, konuşmalı. Bu operasyonun altında kim ve neden var, nasıl oldu bu iş ve daha önemlisi neden yapıldı? Bekleyip, gelişmelerin bizi nereye götüreceğini göreceğiz. Ama kimse yanılmasın; bu işin altındaki asıl hikaye eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Bir zamanlar Aykut Kocaman'ın da atıfta bulunduğu, Erdal İnönü'nün ünlü sözü gibi; Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır."