Adnan Binyazar

Bilimin cesur kadını!

17 Eylül 2021 Cuma

Prof. Dr. Nermin Abadan-Unat, yarın (18 Eylül) 100’üncü yaşına basacak. Önemli olan, yaşlanmak değil, doğanın az insana bağışladığı kutsal süreci bilgiyle donatıp insanı aydınlatmaktır. Abadan-Unat o mutluluğa erenlerdendir.  

İlköğrenimine yurtdışında başladığı için ülkeye döndüğünde Türkçesinin geliştirilmesi gereken oğlu Mustafa Kemal Abadan’a Türkçe ders vermiştim. Gelişmeleri gördükçe, profesörlüğünü bir kenara koyuyor, oğlunun başarısına sevinç gözyaşları döküyordu. 

O günden sonra Nermin Hanım’la bağlantımız hep sürdü. 74 yaşımda, ilk yaş günümü kutlama inceliğini unutmadım. Yaşa başa önem verilmediği koşullarda büyümüştüm. Benim de bir yaşımın olduğunun bilincine o kutlamayla varmıştım...  

CESARET

Genç kızlığına adım atan Nermin’in Boşnak babası Mustafa Süleymanoviç Bosna Hersek’te ölünce, geliri kesilen annesi, onu okutamayacağını söyler. Nermin, o günlerde kahvelerde okuduğu bir gazetede adını gördüğü Atatürk’ün ülkesinde okulların parasız olduğunu öğrenince soluğu Türk Büyükelçiliği’nde alır, Türkiye’de okumak istediğini bildirir. 

O dönemin büyükelçilerine bakın da devlet nedir anlayın... 

Nermin’i güler yüzle karşılayan Büyükelçi, ertesi gün tren biletini eline tutuşturur, yolda yiyeceğini içeceğini de sağlayıp ona geleceğinin kapısını açar. 

Küçük de olsa yeter ki adım atılsın, onu büyük adımlar izleyecektir...   

SEÇKİNLİK

Abadan-Unat yalnızca bilim insanı değil, onların en seçkinidir. Olduğu kadarla yetinmez, gözü doruklarda ışıldayan “en iyi”de, aklı yeni atılımlardadır. Onun vicdan terazisi bir milim sapmaz, örneğin kadın sorununun temeline inip güncel kılanlardan da olsa, önceden yapılanları görmezden gelmez, yapılanların değerini dile getirir:  

“Bizim ülkemizde kadın hakları biraz da sert mücadele yapmadığımız için kucağımıza bir hediye olarak verildi. Aslında ne kadar mücadele verilirse kıymeti ortaya çıkıyor.” 

Cumhuriyet’ten Tuğba Özer’in sorusunu toplumsal yapıyı irdeleyerek yanıtlar: 

“Laiklik bizim için hayat memat meselesi. İktidar mümkün olduğu kadar kendi hayalindeki kadını oluşturmak istiyor; en az üç çocuk yapan, eve bağlı, çalışırsa da ona göre giyinmesi gereken. Ama böyle olmadı. Bizim kadınlar fevkalade direniş kabiliyetine sahip. Müthiş güvenim var. Yarın daha fazla baskı yaparlarsa kadınlar da daha fazla direnecek. En ufak olayda bizim kadınlar hemen ortaya çıkıyor. Buradan Taliban’a karşı protesto düzenliyorlar. Fevkalade dayanışma hissi var.”

Kadın konusuna büyük emek vermesine karşın, dört yıl önce de Hürriyet Pazar ekinden Yenal Bilgici’ye şunları söylemiştir: 

“Hayat nedir ki zaten? Bu güzel dünyada biraz zaman geçiriyoruz. Ben bütün hayatım boyunca bilimsel araştırma yaptım. Bir tuğla koymaya çalıştım. Her birimiz birer tuğla koymak zorundayız. Ve şunu unutmamalıyız: Hiçbir zaman son söz yoktur.” 

Herkes birer tuğla koysaydı, Türkiye karmaşalar içinde bocalar mıydı?” 

GENÇLERLE 

Sedef Kabaş, Nermin Abadan-Unat üzerine yazdığı kitaba Hayatını Seçen Kadın adını verdi. Hayatını seçmeyi bilen, aklını kullanmayı da bilir. Abadan-Unat o bilinçte olmasaydı, son yıllara değin ders verdiği Boğaziçi Üniversitesi’nde, rektör seçimine karşı çıkan öğrencilerin, öğretim üyelerinin arasına katılıp “Atatürk’ün açtığı yollardan hiçbiri kapanmadı. Ne yaparsanız yapın, Türkiye bir kralın oturtulduğu Ortadoğu ülkeleri gibi değildir, olamaz da dayanın, gitmeyin!” diye seslenebilir miydi? 

Ancak o erdeme emiş bilim insanının 100’üncü yaş günü toplum vicdanında yürekten kutlanır!.. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kitap dünyası 8 Kasım 2024
Öğretmenden mektup 1 Kasım 2024
Okumaya geçiş 25 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları