Adnan Binyazar

Çanlar kimin için çalıyor!

14 Mayıs 2021 Cuma

Bağımsızlık uğruna şehit veren, adı gazileriyle de anılan büyük kentlerden birinin belediye görevlisi, satın alınan binlerce kitabın arasına, şaşkınlığına denk gelmiş olmalı (!), bir adet de Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşımızın destanı sayılması gereken Nutuk’unu koymuş...

Bir okulda da, Mustafa Kemal’in, adlarını onurla andığı “muallimler”in arasından biri çıkıp Nutuk’un öğrencilere dağıtımına karşı çıkmış...      

Atatürk, düşman ordularını Anadolu topraklarından attıktan sonra, eğitimin önemini şu özdeyişiyle açıklamıştır:  

“Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.”      

Ne acıdır ki Atatürkçü düşünce amacından saptırılarak en başta Köy Enstitülerinin kapatılmasından başlamak üzere, liselerde felsefe, mantık gibi düşünce geliştirici derslerin kaldırılması, eğitimde gerilemeye yol açmıştır. 

ATATÜRK’E DİL UZATANLAR 

Atatürk, ölümü göze alarak başlattığı Kurtuluş Savaşı’yla yurdu düşman işgalinden kurtardıktan sonra, Türk ulusuna bilimde, sanatta, teknikte ilerlemesini sağlayacak uygar dünyanın kapısını açmıştır. Daha savaşın dumanı tüterken eğitimi yerine oturtup, ardından da yazarları, dil uzmanlarını bir araya getirerek dilimizi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak amacıyla Türk Dil Kurumu’nu eyleme geçirmiştir. 

Bugün konuşma dili yalınlaşmasını, bilim ve sanat terimlerinin Türkçeleşmesini Atatürk’e borçluyuz. 

Tarihe adımızı yeniden yazdıran savaşın daha sevinci sürerken, çağdaş düşünceye, sanata, insanca değerlere karşı çıkanlar başlarını kaldırmakta gecikmedi. En sarsıcı olay, bir şeriat liderinin, öğretmen kökenli yedek subay Kubilay’ın meydanın ortasında başını gövdesinden ayırmasıdır.    

Özellikle ulusal bayramlarda büstlerini, resimlerini pisliğe bulayarak Atatürk’ün kirleneceğini sananlar mürtecilerin arasından çıkmıştır. İnsan değildir onlar, kafataslarında et parçası taşıyan bilinç yoksunlarıdır.    

GENÇLİK

Gençlik yaşla sınırlı değildir. Beyin gücünü diri tutan, içindeki umut ışığını söndürmeyen, kadın erkek her yaştaki insan gençtir. 

Gençleri yolundan saptırmaya çalışanlar, tarih boyunca onların direngenliklerinin karşısında yenik düşmüşlerdir. 

Çağdışı kafalı baskıcı yönetimlerce yerlerde sürüklenip olmadık işkencelere uğratılsalar da onların ruhlarındaki canlılığı öldürmeye kimsenin gücü yetmemiştir. 

Atatürk’ün, Cumhuriyeti gençlere emanet edişinin özünde o yenilmez direngenlik yatıyor.     

ÇAN SESLERİ    

İlkçağdan uzay çağına insanı gerçek değeriyle algılayıp yücelten yazarlar olmuştur. Dört yüz yıl önce “Çanlar kimin için çalıyor” şiirini yazan Donne o soydandır:  

İnsan ada değildir,/Bütün de değildir tek başına,/Kıtanın bir parçası,/ Okyanusun bir damlasıdır;/Bir kum tanesini bile alıp götürse deniz, Avrupa küçülür./Sanki kaybolan bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurdunmuş gibi;/Bir insanın ölümüyle eksilirim ben,/çünkü bir parçasıyım insanlığın./İşte bu yüzden hiç sorma “çanlar kimin için çalıyor?” diye, senin için çalıyor! 

Günümüzde birtakım kişiler varlık içinde yüzerken, çoğunluk, sofrasında bir lokma ekmekten yoksun kaldığı sürece, insan ne kıtanın parçası ne okyanusun bir damlası ne de bir kum tanesidir. 

Duyguları taşlaşmışlar bir yana; çanların sesi, vicdanında sevginin kırıntısı kalanlar için bile kendi canlarına kıyanların gözyaşı, öldürülen kadınların iniltisi, gelecek umudunu yitirip önce oğlunu, ardından çaresiz kalıp kendini öldüren babadan fışkıran kandır... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları