Adnan Binyazar

Dayanışma bilinci

05 Haziran 2020 Cuma

Sanatçılar, Covid-19 salgınıyla perdelerini kapatmak zorunda kalan tiyatro çalışanlarını, içine düştükleri durumdan kurtarmak amacıyla bir araya gelip “Dayanışmanın 100 Şiiri” adıyla bir topluluk oluşturdu. Pir Sultan Abdal’dan Nâzım Hikmet’e, Attilâ İlhan’a, Rıfat Ilgaz’a 51 şairden seçilen şiirler 100 sanatçıya okutulacak. Sanatçılar arasında Genco Erkal, Haldun Dormen, Can Gürzap, Mehmet Aslantuğ, Cihan Ünal, Zeliha Berksoy, Zühal Olcay, Sumru Yavrucuk, Orhan Alkaya da var...

İnternet üzerinden toplanacak bağışlar, yönetmeninden oyuncusuna, dekorcusuna, temsil başına gündelikle çalışan 2 binin üzerindeki tiyatro emekçileri arasında işsiz kalanlara yöneltilecektir.

Tiyatro

Oscar Wilde, “Tiyatroyu tüm sanatlar arasında en yücesi kabul ederim çünkü o insanoğlunun neyin insani olduğu duygusunu bir başka kişi ile en dolaysız olarak paylaşabileceği yol” diye tanımlar. İnsan, eşitlik sağlanınca insanlığının bilincine ermiştir. Ancak özgürlüğün, bağımsızlığın gerçekleştirildiği toplumlarda sağlanmıştır eşitlik. Her çağda, sınıflar arası çatışmalar, özgürlükbağımsızlık-eşitlik-hak arama inancından doğduğunu tarihsel gelişim doğruluyor.

Birbirini ustalaştırma eğitiminden geçirilen tiyatrocular, insanı düşünsel sahnelerin karanlık ama aydınlatıcı salonlarına bu inancı gerçekleştirmek için toplamıştır. Yaşamları karartılan arkadaşlarına sahip çıkma da bu gerçeğin yansımasıdır.

İmece

Tiyatrocuların dayanışma girişimi, özellikle kırsal bölgelerde uygulanan imeceyi çağrıştırıyor. İmece, imparatorluk döneminde yurttaş bile sayılmayan köylünün, gereksinimi olan kişilerin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak için topluca giriştiği bir eylemdir. Güçten düşen yaşlılar, eşini yitiren kadınlar, çocukları askerde olanlar gözetilerek girişilen bu imece, toplumsal dayanışma bilincinden doğmuştur.

Ağacın kökünden beslendiği gibi, toplumlar da önceki kuşakların deneyimlerinden esinlenip yaşanılan çağın koşullarına göre yerine getirir. “Dayanışmanın 100 Şiiri” girişimiyle köylünün bu uygulaması kent insanına uyarlanmış oluyor. Covid-19 salgınıyla, genç yaşlı, kadın erkek demeden her gün yüzlerce insanın öldüğü bu dar günlerde, ayakta kalma savaşımı veren tiyatrocular, toplumun insanca değerlerinden birini daha öne çıkarmıştır.

Shakespeare’den öğütler

Soneler’inin dışında, başta Hamlet, Romeo ve Juliet, Othello olmak üzere 35’in üzerinde oyun yazan Shakespeare, Hamlet tragedyasında, babasını, annesiyle ilişki kuran amcasının öldürdüğünü kanıtlamak amacıyla sahneleyen oyunculara şu uyarılarda bulunur:

Rahat, özentisiz söyle söyleyeceğini. Ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Duyduğun coşkunluk bir sel, bir fırtına, bir kasırga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmalısın. Aklını ölçülü kullan, yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını.

Wilde’a göre, “insanoğlunun neyin insani olduğu duygusunun paylaşıldığı yol” olan tiyatroyu, Shakespeare de, gerçeği, doğal davranışlarla, sözün dengesini tutturarak, abartmadan izleyiciye sunan bir ahlak yuvası sayar.

Özetle: tiyatro, tragedyası, dramı, komedyasıyla, güzelliklerin-çirkinliklerin, iyiliklerin-kötülüklerin, doğruların-yanlışların, kayırılanların-dışlananların, yandaşlarınyandaş olmama erdemini gösterenlerin tartımdan geçirildiği bir imece okuludur.

Öyle olmasaydı üzerinden yıllar geçmesine karşın, kasabalara bile gökdelenler dikilirken, “ölüler evi”ne dönüştürülen Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışı böylesine geciktirilebilir miydi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları