Sepp Piontek’in yıllar önce iki takımın da temelini attığı ve 63 yaşındaki Olsen yönetimindeki Danimarka, Abdullah Avcı’nın farklı 11’i önünde güzel ve kaliteli bir mücadele verdi. Doğru futbol oynayan iki takım da 90 dakika az gol atılmasına karşın izleyenleri mutlu etti. Çünkü tempo yüksekti, isabetli pasların sayısı fazlaydı ve iki takım da taktik anlayışlarını maç boyunca sürdürdü.

İlkyarıda gole yaklaşan oyuncumuz Nuri’ydi. 2 şutu da futbol şansı olmadığı için golle sonuçlanmadı. Yanında oynayan Mevlüt ise 2. bölümdeki klas golüyle Ulusal Takımımızı beraberliğe taşırken maçın kalitesine güzellik kattı. Ancak sahada takımımız adına en başarılı isimler Arda ve kaleci Onur’du. 89 yıl içinde 500 kez oynayan Ulusal Takımımız için söylenecek tek söz hâlâ futbol ekolümüzü kuramamış olmamızdır.

2. yarıda Alper ve Selçuk oyuna girince takımımız ve izleyenler büyük olasılıkla beklenen soru işaretlerinden kurtuldu. Defansta Bekir-Semih ikilisi dikkatli, Gökhan Gönül ise Hasan Ali’ye göre daha aktifti. Poulsen’in oyuna girmesiyle Bendtner daha tehlikeli oldu ve Danimarka’nın maçın sonlarına doğru fizik olarak bizden diri olması nedeniyle kazanma şansı ön plana çıktı. Ancak Abdullah Avcı bunu engellemek için takımımızı tek forvetle oynatmayı düşünerek doğru hamle yaptı. Hatta Burak’ın dışında daha sonra Mevlüt’ü de oyundan alarak Umut’la fizik gücümüzü dengelemek istedi. Bu arada Kerim Frei’nin kıvrak ve hareketliliği gelecek için umut verdi.

Bu özel maç bize yararlı oldu. Çünkü son Macaristan yenilgisi sonrası güvensizliğin ortadan kalkmasına dün geceki oyun, mücadele ve yeni bir kadro yapısı gelecek için daha etkili göründü.