\n\n\n

Beşiktaş’ta akord tutmayan oyuncular daha fazlaydı. İsmail, Simao, Necip ve daha sonra da Sidnei buna örnek olabilir. G.Saray’da ise kendi sahasında daha iyi oynaması gereken bir karşılaşmada Ujfalusi ve Semih’in de akordlarının bozuklukları dikkat çekti. Kısacası iki taraf futbolcuları da isimlerine yakışmayan hatalar yaptı. İsmail ve Egemen’in yokluğunda Beşiktaş’ın defans hataları sonucu yediği gol örneğini G.Saray’a karşı da skor üreterek yakalaması yukardaki başlığımızı teyit ediyor. Maçın favorisi Sarı - Kırmızılı takımdı. Çünkü Beşiktaş’ta orta alanda oyun kuran, yaratıcı pas üreten futbolcu yoktu. Fernandes’in olmaması G.Saray için avantajdı. Ama ne var ki daha 10. dakikada Semih ve Melo sarı kart görerek Fatih Terim’in düşüncesine ambargo getirdi. Bu, Beşiktaş için avantaj olabilirdi. Ne var ki Beşiktaş’ta da başta İsmail ve Simao olmak üzere takıma katkısı bulunmayan oyuncular vardı.

Braga karşısında tel tel dökülen Siyah - Beyazlılar yönetimsiz, sadece kendi prestijleri için oynadıkları karşılaşmada elinden geleni, fizik olarak zorlasa da zaman zaman teknik anlamda yetersiz kaldı. 90+2’de Beşiktaş’ın yediği gol antrenmanlarda dahi izin verilemeyecek kadar hataların yan yana olduğu bir skandaldı. Oyunun bölümlerinden habersiz futbolcular ve kenar yönetimi, kendi halinde giden bir ligin akıntısına kapılmış gibi kaderciydi.

Quaresma ve Almeida’nın gayretlerine destek veremeyen orta alanlarının sıkıntısı Egemen’in sakatlanarak çıkmasından sonra Beşiktaş’ta asla forma giymesi mümkün olmayan Sidnei’in de katkısıyla yenilgiye dönüştü. Özetlersek ülkemizde mahkeme kapılarına düşen futbolumuz, aslında sahada da sorgulacak kadar yetersiz ve çağdaş futboldan uzak devam ediyor. Lütfen hiç kimse “Türkiye’de futbol var” demesin.