Sürekli yorumlarımızda uyarıyoruz! Belki bu seçkincilik kimilerini kurtarıyor olabilir. Ama işin doğrusu bu kez “sahibinin sesine” ait. Üç büyükler sürekli futbolcu alışverişine yönlendirilen pazarı önümüze “hakem-VAR” uyuşmazlığı gerçeğinde sunmaya çalışsalar da bu kez sözümüz teknik adamlara. Terim ve teknik ekibi takımını yalnız bıraktığı için diğerleri de yani Abdullah Avcı ve Ersun Yanal da kurguları ile dikkat çekince nedense unutuldular. Görevimiz bir anlamda hatırlatmaktır. Önceki gece elindeki futbolcuları futbol gerçeğine uygun görevlendiremeyen teknik adam gerçeğini gördük Fenerbahçe’de. Savunmanın ortasında stoper patentli futbolcuların en önemli özelliği neredeyse tek müdahale becerilerinin yüksek oluşudur. Karşılarında oynayan “pozisyon gereği” futbolcuların, önemli avantajı gol atmaya yakın olmalarıdır. Hal böyleyken sert, kararlı ve hamleli oyuncu tipi gerektiren bu bölgede Jailson gibi zoraki mevkiye uydurulan “taşeron futbolcu” yaratmak pahalıya mal oldu. Ayırca Ozan asla sağ bek futbolcusu değil. Defansın önündeki Gustavo sıkıntılı ve asabi. Ya kulübedeki iki stoperi kazanmak yerine oturtmak biraz eleştirilmekten çekinilen, yumuşak karnı olan 1 yaratma olmuyor mu? Teknik adam kazandığı sürece haklıdır. Kaleci Altay’ın yerine Volkan’ı veya Harun’u düşündürmek, acemiliğini tecrübe ile yer değiştirmesini özlemek gençler adına bana yakışmadı ama maalesef dün gece böyle oldu!
Beşiktaş ise oyunun başında hakem ve Vida hataları ile bazı futbolcuları kafasından silen Abdullah Avcı’nın kurbanı oldu. Bunu iki deplasmanda yenilen 6 golde gördük. Fatura nasıl olsa teknik adama çıkacağına göre iyi futbolcularını sata sata “Feda” yılından başarılara ulaşan ve sonra küçülme ekonomisi ile televizyonunu dahi kapatan duruma düşerken hesap yanlışlığı yapmış olmuyor mu? Son yıllarda artan taraftarın beklentilerine böyle mi cevap verilecekti?
Mahalle maçı havasında oynanan bazı karşılaşmalara neden olan futbolculara şahit olduk. El malı ile futbol kalkınmaz. Bu gerçeği kenara koyan mirasyedi futbol kararları sonucu, kulüpler sürekli kadrolarına yabancı futbolcu arayışı içine girerken, teknik adamların etkisinin yetersizliği eksik olarak dikkat çekiyor. Yayıncılık adına ortaya konulan karşılaşmaları artık uluslararası görme ve karşılaştırma avantajı belki bir gün tersine işleyebilir futbolumuzda. Biraz dikkat ve kulüp otoritesi sonucu gelecek gençlerin zamana karşı eğitim alması bizim açığımızı kapatma seferberliğimiz hedef olmadığı sürece, dövizi ne kadar yükselirse yükselsin, batık olmaya alışık kulüplerimiz, özellikle üç büyükler, büyük sıkıntı yaşayacaklardır. Fanatik futbol yorumları ve hakemlerle VAR uyumsuzluğu kamuoyunda konuşulabilir ama aradan bir Anadolu takımı da şampiyon çıkarsa ne kadar mutlu oluruz, onu da futbol ve taraftar sahiplerine bırakıyorum.