Adı geçen söylem iki günde bir oynayan Fenerbahçe için çok geçerli. Kolay değil 37 günde 17 maç oynamak. Ligin çetin cevizi Antalyaspor karşısında çok hızlı, baskılı ve pas trafiğiyle oyuna başlayan Sarı - Lacivertlilerin, gündemdeki en başarılı genç olarak dikkat çeken Salih’in kaliteli vuruşuyla oyunun başında öne geçti. Daha sonra tempoyu ayarlamaya çalışırken Tita’nın golü geldi. Sert rüzgarla birlikte ilk yarı özeti içinde yer alacak önemli bir gerçek dikkat çekti. İki maçtır Emre Belözoğlu, oyunun başlarında ‘kasık’ sakatlığı geçiriyor ve oyunu terkediyor. Burada bir tuhaflık var. İyileşmeden sahaya sürülmesinin hatalı olduğunu düşünüyorum. F.Bahçe’nin kazandığı ikinci gol, her geçen gün gelişen duran top çalışmasının bir ürünüdür. Genç Salih çok koşan, arzulu bir tempoyla zarif stiliyle sempati topluyor. Antalyaspor, Beşiktaş’ın Kasımpaşa yenilgisinden sonra, yukarılarda yer kapmak için Isaac, Tita, Diarra, Uğur İnceman gibi futbolcularıyla oyuna asıldı. Ne var ki Sow’un önüne atılan ani paslarla oyunun dengesini Kuyt’la birlikte atak olarak bozan Sarı - Lacivertlilerin, ilkyarıda rüzgârla birlikte, ikinci yarıdaysa rüzgâra karşı orta alanda oyunu tutmaya çalışması ve defansta Yobo’nun dengeli oyunu, 3 puan için yetti. Gökhan Gönül zaman zaman sağ kanadı Kuyt’la kullanarak, atakların rejisörü oldu. İkinci yarının son bölümünde direkten dönen şutları dışında F.Bahçe özellikle Tita’nın dripling, pas ve şutlarıyla tehlikeli anlar yaşadı.

Sarı - Lacivertliler, çok belli ve gelişen, topu kendinde tutmaya çalışan ve rakiplerinin hızını kesen oyun anlayışıyla, planladığı puanları almasına biliyor. Her geçen gün Aykut Kocaman’ın istediği tarzda oynamaya alışıyorlar. Meireles ise son iki karşılaşmada orta alanda Salih’le birlikte dikkat çeken bir çıkış gösteriyor.

Anlaşılan Galatasaray’ın peşini bırakmayacak takım şimdilik bu çıkışıyla F.Bahçe görülüyor.