Ukrayna kazanmak için adeta yırtındı. Oyunun bütün kontrolünü elinde tutmasına rağmen İngilizlerin dikkatli oyunlarına ve Gerrad’ın takımını yöneten liderliğine teslim oldular. Ancak asıl önemli olan Devic’in buz gibi golünün çizgiyi geçtiği halde sayılmaması hakemlerin geceye vurdukları kara bir damga oldu. Yarmalenko, Milevskiy, Devic ve arkadaşları gerçekten kazanmak için en az tribündeki taraftarlar kadar istekliydi. İkinci yarının başında Rooney’in attığı gol futbolda tecrübenin ve şansın netliğini kanıtladı. Söylenecek hiçbir söz yok. Aynı anda İsveç de bu turnuvadan başarılı olduğu halde elenmek mecburiyetinde kalırken oynadığı güzel futbol ile beğeni kazandı. Özellikle gider ayak İbrahimoviç’in jeneriğe geçecek müthiş volesi ve Larsson’un golü belki de teselli bulacakları son olacak. Fransa grupta avantajlı ayrılsa da fazla etkili olamadı. Umutlarını Ribery’nin sürat, çabukluğu ve kanatlardan getireceği toplara bağlayan sistemi ile Diarra’nın orta alandaki toparlayıcılığı Benzema’nın fazla etkin olmamasına karşın rakipleri yıpratan hareketliliği çeyrek final yolunu açtı. Ama Nasri de dahil diğer oyuncular beklenenden uzak bir futbol oynadı. Özetlersek Ukrayna iyi başladığı ama şanssız bitirdiği futbol şöleninde konuşularak İsveç gibi iyi oynayarak veda etti ama olumlu iz bıraktı. Bundan sonraki karşılaşmaların daha tempolu ve kaliteli geçeceğinden kuşkumuz yok. Ancak EURO 2012 olarak şu ana kadar futbol adına herhangi bir yenilik de göremedik!