Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yaşanamayan Bir Tarih için Ağıt...
Bu yazın çevirilerden ve yazılardan arta kalan zamanlarını Abidin Dino ile geçiriyorum. Yazılarından Abidin Dino’yu önce 2000 yılında, Turgut Çeviker’in derlemesiyle Adam Yayınları arasında çıkan “Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar” başlıklı kitaptan tanımıştım. Şimdi bütün bir yaza yayılan okuma şöleni ise, 2008 yılında M. Şehmus Güzel imzasıyla Kitap Yayınevi tarafından basılan dev bir Abidin Dino biyografisi. Toplamda, yaklaşık bin beş yüz sayfayı bulan üç cilt ve nefis bir baskı.
\nÖnümde, gerçek anlamda bir “sanatçı” biyografisi var. M. Şehmus Güzel çeşitli vurgulamalarında çok haklı. Abidin Dino, yaratıcılığı tek bir sanatın alanıyla sınırlandırılamayacak olan, doğrudan mayası sanatla yoğrulmuş ender kişilerden biri. Ressam olmasına ressam ama, aynı zamanda heykele, yazarlığa, şairliğe, oyun yazarlığına ve yönetmenliğine, sinemanın çeşitli dallarına kadar uzanan bir hayatın kurgulayıcısı. İlk okunuşlarda bu akıl almaz genişlikteki yelpaze insana tuhaf geliyor. Ama o yelpazenin, “sanat hep yaşamdan kaynaklanmalıdır” ilkesine ne kadar bağlı yaşadığı göz önünde tutulduğunda ortada tuhaflık değil, sadece doğallık kalıyor: Böyle “düşünen” biri, ancak böyle “yaratabilirdi” diyorsunuz. Tırnakları bilerek kullandım. Çünkü Abidin Dino, bu coğrafyada aynı zamanda düşünme temeline dayanmayan bir yaratma eyleminin olamayacağına inanmış ender kişilerden oluşma bir türün üyesi; örneğin resmini çıkış noktası alırsak, hep resim yaparak düşündüğünü, resim yaptıkça düşündüğünü, öte yandan düşündükçe ve düşünerek resim yaptığını yineliyor. Bu yönüyle “Sokrates Tarikatı”nın da üyelerinden. Yani bir başka ilkesi: Üzerinde düşünülmeyen bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat değildir. Belki de bu yüzden, Abidin Dino hayatta gittiği ya da “savrulduğu” her yerde –büyük bir olasılıkla: “Madem hâlâ yaşıyorum…” diye söze başlayarak– hemen düşünmeye koyulan, ardından da hemen yaratmaya girişen biri. Bunun için boğaz kıyılarında ya da Çukurova sürgünlerinde yaşaması hiç fark etmiyor.
\nM. Şehmus Güzel’in “Abidin Dino”su, her şeyden önce bu yüzden bir başyapıt. Çünkü böyle birini “böyle biri olarak” yazıp anlatmak, bence dünyanın en güç işlerinden. Karşımızda bir ressam var, o yüzden kolaylıkla onun yalnızca renkler, çizgiler ve biçimler dünyasına hapsolabiliriz. Ya da bir yazar, şair ve düşünür var; o zaman da belki kolaylıkla düşünce yanına aşırı ağırlık tanıyabiliriz.
\nVe elbet, o kişinin içinde yaşamış olduğu bir de “dönem” var. İhmal edildiği anda, ele alınan kişinin sanatının da çok eksik anlatılmasına neden olacak bir dönem. Evet. M. Şehmus Güzel’in “Abidin Dino”su, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinde çok önemli bir dönemin öyküsü. 1923 ile başlayan görkemli bir yükselişin ve 1938’den hemen sonra belirtileri başlayan hazin bir çöküşün öyküsü. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, adına bugün büyük bir özlemle “Türk aydınlanması” dediğimiz bir dönem. Şimdi dönüp geriye baktığımızda, gerçekten çözümsüz gibi gözüken bir çelişkinin ayrıntılarının dökümü. 1938 - 1950 arasında, yetmişli yıllara kadarki uzantılarıyla birlikte, sanki yaşanamayan bir tarih yazılmış. Toplum bir yandan Abidin Dino’suyla, Arif Dino’suyla, Yaşar Kemal’iyle, Orhan Kemal’iyle, Sabahattin ve Bedri Rahmi Eyuboğlu’larıyla, Azra Erhat’ıyla, Vedat Günyol’uyla, Nâzım Hikmet’iyle, Hasan Âli Yücel’iyle, İsmail Hakkı Tonguç’uyla ve daha niceleriyle “aydın” ve “aydınlanmacı” yetiştirmekte sanki direnmiş. Ama öte yandan o topluma 1938 sonrasında egemen kılınan devlet anlayışı, bu aydınların üstüne sanki hep: “Hayır, aydınlatmayacaksınız!” diye varmış! Onların yarattıklarının parıltısını daha çok yaymak yerine, bu ateşi rastladığı yerde sürgünlerle, hapislerle, yasaklamalarla, türlü yıldırmalarla ve hatta öldürmelerle söndürmenin çaresini aramış.
\nBu, aslında uzun bir öykü. Ve sanırım aynı zamanda da: “Yaşanamayan Bir Tarih İçin Ağıt” şeklinde bir alt başlığın çok uygun düşeceği bir öykü!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması