Altının Altı Üstü

22 Nisan 2014 Salı

Eskiler boşuna dememişler:
Akşam’ın hayrından ise Sabah’ın şerri iyidir!
“Havuzcu müteahhitler” sayesinde çok şükür, Sabah da hayır işlemeye devam ediyor..
Rıza Sarraf, o sabah erken kalkmış.
Türk bayrağını arkasına almış...
Ve ilk beyanatını Sabah’a patlatmış:
“200 ton altın ihraç ettim, Türkiye’ye 25 milyar lira kazandırdım. Cari açığın yüzde 15’ini de kapattım!”
Tayyip Bey sayesinde IMF ile bağımızı koparttık, diye sevinirken..
Meğer, Reza Enişte’ye bağlanmışız.
Enişte, enişte değil, mübarek, altın yumurtlayan tavuk..
Ama ne yazık ki sadece yüzde 15 yumurtlayabilmiş.
Bıraksalar demek yüzde 100 yumurtlayacaktı..
Ve kendisiyle birlikte tüm kabine de yemlenecekti..
Bunları düşünürken..
Dün bir başka “havuz gazetesi”nde bir başka 9 sütuna manşet:

“Altın yumurtlayamayan adam”
Enişteye açık bir saygısızlık gibi...
Ama değil.
Madem “yumurtlayamıyor..”
Demek kastettikleri “Horoz”..
Enişteye de bu yakışır.
Dışarı çıktığından beri horozlanıp duruyor!
Ama bu haber, Enişte ile ilgili değil.
Hindistanlı bir işadamına ait..
Talihsiz işadamı Sarraf’tan çok farklı ve çok daha meşakkatli bir yoldan altın işine girmiş.
33 gramlık minik külçeleri yutuyor, sonra da defihacet yoluyla kaçakçılık yapıyormuş.
Demek ki onun ülkesinde de “Altın işinde .ok gibi para var!”mış
Ama bu kez sancılanmış.
Altınlar barsaklarında, yakayı elevermiş.
Bizde de kursağa girmeden yakalanmışlardı.

Kişisel Veri Pazarı Açılırken
Belden aşağı siyaset 2011 seçimleri öncesinde resmileşti.
Kurulan kumpasların ölçeği genişletildi.
Ülke siyasetinin en kıdemli lideri saf dışı edildi.
Bir partinin önde gelen kurmaylarının tümü şantajlarla siyaset dışına itildi.
İktidar ise olup bitene suskun kalarak onay verdi.
Gizlice alkış tuttu.
Sonunda da parsayı topladı.
Siyasi partilerin hal ve gidişini izlemekle görevli Yargıtay Başsavcılığı, bu kumpaslara bir biçimde müdahil olabilirdi.
Cesaret edemedi.
Geçen aylarda, TBMM’de sessiz sedasız daha da kapsamlı bir adım atıldı.
Milletvekillerinin sağlık dosyaları, personel düzenlemesi görüntüsü altında TBMM’den alınıp Sağlık Bakanlığı’na verildi.
Artık kadın - erkek tüm milletvekillerinin özel sağlık bilgileri iktidarın elinde.
Vekillerin varsa tüm mahrem sağlık bilgileri, cinsel yolla bulaşmış ya da ölümcül hastalıklarının dışarıya sızdırılması mümkün hale getirildi.
Özellikle de Uğur Dündar’ın eşinin yurtdışına çıkış bilgilerini basına sızdırdığı için 1 yıl hapse mahkûm olan polis memurunun cezasının bozulmasından sonra...
Yargıtay, “kolay ulaşılan kişisel bilgileri” yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul etmiyor!..
İyi mi?
Yakında, Tayyip Bey’in canını sıkan bir muhalefet milletvekilinin özel sağlık bilgilerini havuz medyasında görürsek şaşırmayalım!

Ucuz Adamlık
“Tek adam”lığın en şahane tarafı sonunu, sonucunu hiç düşünmeden her istediğini söylemek, yapmak ve yaptırmaktır.
12 yıldır bunun keyfini sürüyor.
Bu keyfi bir o kadar daha uzatmaya kararlı.
“Başkanlık” ve “dar bölge” bu işin en garantili yolu!
Ülke ne kazanacak, ne kaybedecek bunun hiç önemi yok!..
Buna “ucuz politika” demek de mümkün değil.
Çünkü ülkeye ve halka çok “pahalıya” patlıyor.

Reddi Hâkim...
Biat etmeyen herkesi, her kurumu hasım gibi gördü, görüyor.
Bu yöntem ağzına tat verdi.
Gücünü, otoritesini böyle kurumsallaştırdı.
11.5 yıl boyunca devleti birlikte yönettiği, birlikte kumpas kurduğu koalisyon ortağı Fethullah Gülen’e (öküz ölüp ortaklık bozulunca) söylediğini, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na da tekrarladı:
“Çıkar cüppeni, çık karşıma!”
Gülen’in “inine girmesini” beklerken...
Elde dava dilekçesi bu kez Anayasa Mahkemesi’ne yöneldi.
Belli ki niyeti, Yüce Mahkeme’yi kendi oyunuyla yenmek veya istiskal etmek!
İşi daha da dallandırıp budaklandırmak için önünde bir yol daha var:
“Reddi hâkim talebi!”
Haklı da olur.
Siyasi rakip olarak görüp, meydan okuduğu Haşim Kılıç’ın tarafsız olması mümkün değil.

007 RTE  
Yeni yasası ile MİT’in her elemanı “Kanun benim” diyen James Bond veya Mike Hammer.. Cumhurbaşkanı koruması altında MİT’e “Her türlü suç için bir tür ruhsat” veriliyor. Yasa ile ayrıca, zımni olarak da tam başkanlık sistemi gerçekleşmiş oldu. Cumhurbaşkanına, başbakanın MİT ile ilgili kararına müdahale yetkisi tanındı. MİT artık RTE’nin “hafiye teşkilatı” olduğuna göre amblemindeki Atatürk de yakında değiştirilecektir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları