Cumhuriyet tarihinin belki de en anlamlı bayram hediyesi İngilizlerden geldi.\n

Ancak bu hediye Sayın Başbakanımızın şahsına mı geldi, yoksa necip Türk milletinin geneli için mi, bu pek anlaşılmadı!\n

Zaten dışarıdan gelen hediye konusu her zaman sıkıntı yaratıyor.\n

İngilizlerin hediyesi de kendileri gibi, biraz farklı.\n

Suudi liderlerin ve Arap şeyhlerinkinin aksine maddi değeri sıfır, manevi değeri çok yüksek bir hediye.\n

Hediyeyi, İngiltere’nin en eski, en ciddi gazetelerinden The Guardian tam da bayram arifesi müjdeledi.\n

Recep Tayyip Erdoğan’ı “yeni Atatürk” olarak ilan etti.\n

Belli ki, İngilizlerin amacı Türklere, Kurban ve Cumhuriyet bayramlarıyla birlikte “üçüz bayram” yaşatmak.\n

Ama keşke 13 gün daha bekleselerdi.\n

“Yeni Atatürk” müjdesini 10 Kasım günü sabahı 9’u 6 geçe verselerdi.\n

74 yıllık hasrete son vermekle kalmayacaklar, “Hedef 2023” sloganı da hayat bulmuş olacaktı.\n

100 yaşına basacak bir Cumhuriyetin kendisini yenilemesi şarttı.\n

“Eski” Atatürk, 1923’te yarattığı Cumhuriyete “En büyük eserim” demişti.\n

“Yeni Atatürk” ise “Hedef 2023” dediğine göre, önünde 11 yıl daha var.\n

Eskisini yıkıp yenisini kurmak için yeterince uzun bir zaman.\n

“Yeni Atatürk”e “Yeni Türkiye”!\n

***\n

İngilizlerin bir bildiği var.\n

Atalarımızın “Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl, basılacaksan Rum kızıyla basıl!” demesi boşuna değil…\n

Kurtuluş Savaşı, aslında Yunana karşı değil, İngilize karşı yapılmıştı!\n

İngiliz 1915’te Çanakkale’de ağzının payını aldığı için elini, Anadolu’da ikinci kez ateşe sokmak istememişti.\n

Yunanlıları Ege’de kışkırtıp Anadolu’ya saldırtmıştı.\n

Ama çok şükür artık her şey tarihte kaldı.\n

Yani inşallah kaldı.\n

Guardian, “muhafız” ve “koruyucu” demek..\n

Simon Tisdall’ın kaleme aldığı haber analizin başlığı “Yeni Atatürk, Erdoğan dönüm noktasında”...\n

“Dönüm noktasında” olan “Erdoğan mı, Türkiye mi”?..\n

Başlıktan pek anlaşılmıyor.\n

Yazıda ise iş daha çetrefilleşiyor.\n

Yazıda, Cumhuriyet kurulduğundan beri tartışılan ikilemin yanıtını bulmak zor:\n

- Türkiye, Batı dünyası içinde Müslüman âleminin öncüsü - temsilcisi mi olmalı?\n

- Yoksa Müslüman âlemi içinde, Batı dünyasının temsilcisi - öncüsü mü olmalı?\n

Ama Türk halkının, hatta muhalefetin unuttuğu bir gerçeğin altını çiziyor: “Ülkenin yarısı muhalif!” \n

Allah bereket versin diyelim!\n

“Yarısını veren Allah, bir gün inşallah 4’te 3’ünü de verecektir!”\n

*** \n

İngiliz olur da, tespit yapmaz, akıl vermez mi? \n

Guardian ikisini de yapıyor.\n

Üstelik bunu Türk yazarlar üzerinden yapıyor:\n

“Erdoğan seçilmiş bir sultana dönüşüyor!” \n

Bu noktada başlıktaki “Yeni Atatürk”ün niteliği de ortaya çıkıyor:\n

- Seçilmiş sultan!\n

Gazete, noktayı bir başka yazarın eliyle şöyle koyuyor:\n

“Kutuplaşan Türkiye’de AKP artık bir siyasi parti değil, Erdoğan’ın ‘özel aracı’ haline gelmiştir!”\n

***\n

Pekiyi, bu ahval ve şerait altında Erdoğan, iktidarını koruyabilir mi?\n

Amacı olan Cumhurbaşkanlığı’na 2014 yılında ulaşabilir mi?\n

Gazete bunun için iki koşul var diyor:\n

“Gül ya çekilmeli ya da güçsüz başbakan statüsüne razı olmalıdır!”\n

***\n

Guardian daha birçok açıdan iktidarı irdeliyor.\n

Ancak muhalefet partileri üzerinde hiç durmuyor.\n

Yine de bu durum, muhalefetin, durumdan vazife çıkarmasına engel olmamalı.\n

Özetle...\n

“Tayyip Erdoğan’ın başkanlığına karşı, Abdullah Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanı olmasına destek olmalıdır.”\n

Gül’ün “güçsüz başbakan” olması formülüne sonuna dek karşı çıkmalıdır.

Demokrasi, hak ettiğimizden iyi yönetilemeyeceğimizi garantileyen bir araçtır. \n

George Bernard Shaw\n

\n\n