Atatürk ve Cumhuriyet
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

Atatürk ve Cumhuriyet

29.10.2020 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Saygı duyulan, uygar ve çağdaş bir Türk toplumu yaratmak...

Cumhuriyet’in 97. yıldönümünü kutluyoruz. Cumhuriyetimiz sonsuza kadar sürecektir. Cumhuriyet, halk egemenliğinin temel yönetim biçimidir. Egemenliğin bir aileden, kral ya da padişahtan alınıp halka verilmesidir.

1789 Fransız Devrimi gerçekleşince, onun köklerini oluşturan düşünceler bütün dünyaya yayıldı. 1789 Fransız Devrimi’ni yaratan düşünceler, o günkü Osmanlı aydınlarını da etkilemişti.

Çöküşü gördü

Atatürk, İttihat ve Terakki’nin önceleri “aktif” bir üyesiydi. Ancak, cemiyetin liderlerini (Talat, Enver ve Cemal) yakından tanıyınca geriye çekilmişti. Atatürk, düşünce sistemi olarak hem İttihatçılardan hem de kendi arkadaşlarından tamamen ayrılır. Atatürk, başından beri “cumhuriyetçi” ve “devrimci”dir.

Atatürk’ün sınıf arkadaşı, Asım Gündüz (Org.), “Bizler vatan, millet ve Türklük fikrini ilk defa Harp Akademisi sıralarında ondan öğrendik” diyor. (Asım Gündüz, Hatıralarım, s.14)

Ali Fuat Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk adlı eserinde, Atatürk’ün henüz 21 yaşında, 1902 yılında Harp Akademisi’nin birinci sınıfındayken “cumhuriyetçi” fikirler taşıdığını, 1905’te atandığı ilk görev yeri olan Şam’a gitmeden önce arkadaşlarıyla yaptığı bir toplantıda, “Asıl dava, yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkarmaktır” dediğini belirtiyor. (Ali Fuat Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk, s.130)

Atatürk, daha 1905 yılında Osmanlı’nın yıkılışını görmüştü, onun küllerinden yeni ve modern bir Türk devleti çıkarmak istiyordu.

Kişi için özgürlük

Mustafa Kemal, Fransız İhtilali’nin düşünce köklerini yaratan J.J. Rousseau ve siyaset bilimci Montesquieu’yü okumuştu. J.J.Rousseau’nun “kişi için özgürlük” ve “toplum için cumhuriyet” düşüncesi onu etkilemişti.

1914 yılında ataşemiliter olarak tayin edildiği Sofya’ya giderken arkadaşı Kazım Özalp’e, Osmanlı Devleti ile ilgili olarak şunları söylemişti:

“Bu hanedandan ülkeye huzur yoktur. Diktatörlük ise ulusları mutlu ve gönençli kılmaz. Devletin esasını Cumhuriyet ilkelerine göre hazırlamak gerekir.” (Atatürk’ten Anılar, s.26)

Temel nitelikler

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nı kaybetmesinden sonra olanları anımsayalım. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasından sonra işgaller başlamıştı. 

Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi sırasında gelecekle ilgili görüşlerini açıklamış, Mazhar Müfit Kansu’ya “Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır” diye yazdırmıştı. 

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal’in, hemen bir ay sonra 22 Haziran 1919’da yayımladığı Amasya Bildirgesi “Kuvayi Milliye’yi amil ve irade-i milliyeyi hâkim kılmak” (Milli kuvvetleri etken ve milli istenci egemen kılmak) cümlesiyle başlıyordu. Bu ilkeler aslında Cumhuriyet teorisinin temel nitelikleriydi.

Kansu’nun yazdığı not

Erzurum Kongresi sırasında 7/8 Temmuz gecesi yakın arkadaşlarına gelecekle ilgili görüşlerini açıklamıştı. Eski Bitlis Valisi Mazhar Müfit Kansu da bunları not almıştı.

Atatürk, Kansu’ya “Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır” diye yazdırmıştı. (M. Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, c.1, s.131)

Atatürk’ün, Erzurum Kongresi’nin toplanmasından önceki günlerde Kansu’nun defterine yazdırdığı bu not, Atatürk’ün Cumhuriyet düşüncesine ne kadar köklü bir biçimde sahip olduğunun gerçek kanıtıdır.

Henüz Erzurum Kongresi bile yapılmamıştır (Kongre 23 Temmuz 1919’da toplandı). Henüz Sivas Kongresi yok, Meclis kurulmamış, vatan toprakları işgal ediliyor. Kimsenin gelecekten umudu yok... İşte böyle bir ortamda Mustafa Kemal, ileride Cumhuriyetin kurulacağını ileriye sürüyor. Tarihler göz önüne alınırsa bunun ne derece önemli olduğu ve Mustafa Kemal’in Cumhuriyet ilkelerine içtenlikle inandığı açıkça ortaya çıkar.

Cumhuriyet girişimi

Sivas Kongresi günlerinde, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Robeck, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği raporda (17 Eylül 1919) Kongre’yi yorumlamış ve Sivas Kongresi’ni “bir Cumhuriyet girişimi” olarak nitelemişti.

Times gazetesi de 22 Eylül 1919 günlü sayısında kongre için “Sivas’taki Anadolu Cumhuriyeti” diye başlık atmıştı.

İhtilal Meclisi

23 Nisan 1920’de kurulan Meclis, Amasya Bildirgesi’nde belirtilen “Milletin kaderine el koyma” görevini yerine getiriyordu. Meclis kendi başkanını seçiyor, kendi üyeleri içinden bakanlar kurulunu seçimle oluşturuyordu. Padişaha karşı çıkıyor, Sadrazam Damat Ferit’i vatan haini olarak ilan ediyordu.

Aslında kurulan sistem tam bir Cumhuriyetti. Bağımsızlık savaşı kazanıldıktan 50 gün sonra 1 Kasım 1922’de “saltanat” yani padişahlık bir yasa ile ortadan kaldırıldı. Aslında bu karar başlı başına bir devrimdi.

İlana doğru

Zaferden sonra yapılan seçimlerle oluşan II. Meclis, 11 Ağustos 1923’te çalışmalarına başladı.

Cumhuriyet, Meclis’in açılışından 2.5 ay sonra, 29 Ekim 1923’te ilan edilmişti. Bu zaman diliminde Atatürk, adım adım Cumhuriyetin ilanı için çalışmalarını yapıyordu.

Gazeteye demeç

Atatürk’ün, Cumhuriyetin ilanından 2 gün önce kendisiyle görüşen Neu Frei Press gazetesi muhabirinin Türkiye’nin yönetim şekli konusunda sorduğu soruya verdiği yanıt çok açıktır. Şöyle diyordu:

“Yeni Türkiye anayasasının ilk maddesini size tekrar edeceğim. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin biricik ve gerçek temsilcisi olan Meclis’te toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet.”

Atatürk açıkça, aslında “Cumhuriyetle yönetiliyoruz” diyordu.

Meclis görüşmeleri

29 Ekim 1923’te Meclis’te Cumhuriyet için yapılan görüşmeler ilginçtir. Kısa bir özet verelim.

Anayasa Komisyonu Başkanı Yunus Nadi, Kuvayi Milliyeci olarak Meclis kürsüsünde şunları söylüyordu:

“Her ülke ilk kez anayasasını yaparken bu iş için bir Kurucu Meclis kurmuştur. (...) Meclisimiz başından beri Kurucu Meclis olarak yeni bir devletin kuruluşunu gerçekleştirmektedir.”

Yunus Nadi aslında, Meclis’in açıldığı 23 Nisan 1920’den beri Cumhuriyet sistemi ile yönetildiğini ve yeni bir devletin kurulduğunu vurguladı.

Yeni bir şey değil

Adalet Bakanı Seyit Bey, kürsüde şöyle diyordu: “Önerilen tasarı yeni bir şey değildir. Yürürlükteki anayasanın açıklanmasıdır.”

Daha sonra konuşan Abdurrahman Şeref Bey, yapılacak işin bir isim vermek olduğuna işaret ederek 

Cumhuriyetin ilanıyla “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralı, artık devlet yönetiminde, en belirgin biçimiyle yerini alıyor, demokrasiye giden yol aydınlık olarak çiziliyordu.

“Hükümet biçimlerini birer birer saymak gereksizdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz; bu, Cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin” dedi.

Kanunun adı

Cumhuriyeti ilan eden kanun, “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun Bazı Mevadının Tavzihan Tadiline Dair Kanun” başlığını taşıyordu. Günümüz Türkçesi ile başlık şudur: “Anayasa’nın Bazı Maddelerinin Açıklanarak Değiştirilmesine Dair Kanun.”

Böylece Meclis, Cumhuriyetin zaten var olduğunu, bunun açıklanması için sözü edilen bu 364 sayılı yasanın kabul edildiğini belirtiyordu.

Nitekim, 29 Ekim 1923’te Meclis tarafından kabul edilen bu kanunla anayasanın 1. maddesine sadece şu cümle eklenmiştir: “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir.”

Demokrasiye giden yol

Cumhuriyetin ilanıyla “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralı, artık devlet yönetiminde, en belirgin biçimiyle yerini alıyor, demokrasiye giden yol aydınlık olarak çiziliyordu.

Bu noktada belirtmeliyiz ki Atatürk için Cumhuriyet, demokrasiye açılan en önemli kapıdır. Atatürk şöyle diyor: “Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim, Cumhuriyet yönetimidir.” (1)

Demokrasi hedefi

Atatürk, 1930 yılında, “Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıki uygulamasını sağlayan hükümet şekli Cumhuriyettir” demişti. (2)

1933 yılında ise Atatürk şunları söyledi: “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk; o, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.” (3)

Dikkat edileceği gibi, Atatürk 1933 yılına gelince yöneticilere demokrasi yolunda sırası geldikçe “demokrasinin bütün gereklerinin” uygulanması hedefini göstermiştir.

Atatürk’ün hedefi, laik ilkelere dayalı çağdaş bir toplum kurmaktı. Temel hedef, dünya milletleri içinde saygı duyulan, uygar ve çağdaş bir Türk toplumu yaratmaktı.

Atatürk, devrimciydi...

Atatürk, antiemperyalistti...

Atatürk, laik ilkelere dayanan Cumhuriyetçiydi...

Atatürk, Türk toplumunun aydınlanma devrimlerine ulaşmasını istiyordu...

Atatürk, aynı zamanda demokrattı. Demokrasiye inanmıştı. Türk toplumunun tam ve çağdaş bir demokrasiye ulaşmasını istiyordu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

(1) Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. III., s.74 

(2) M.B. ve M.K. Atatürk’ün El Yazıları, Afet İnan, s. 410-411, 1930 

(3) Atatürk Hakkında H.B., Afet İnan, s. 251, 1933

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023