3 Mart 1924’ü yaşadık mı?

3 Mart 1924’ü yaşadık mı?

07.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

3 Mart 1924 günü neler yaşandığını tam olarak bilmeden Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi ve yapısıyla, bugün yaşamakta olduğumuz laik Cumhuriyet karşıtı karşıdevrimin nerelere vardığını anlamamız mümkün değildir.

Ne oldu 3 Mart 1924’te?

3 Mart 1924’te TBMM’ye verilen üç önergeyle Eğitimi Birliştirme Yasası ile eğitimde medrese, laik okul ikiliğini ortadan kaldıran Tevhidi Tedrisat Yasası kabul ediliyor, hilafet saltanattan ayrılarak kaldırılıyor, Evkaf ve Şeriye Vekâleti, vekâlet olmaktan çıkarılıp Diyanet İşleri’ne dönüştürülüyor, keza Genelkurmay Bakanlığı vekâlet olmaktan çıkarılıyordu.

TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihli toplantısında alınan kararlar, yaşamsal önemdedir.

Kısacası 3 Mart 1924’te laikliğin temeli atılmıştır.

Ama sorun adımın atılmasıyla bitmiyor.

Cumhuriyet, laikliği din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak devleti ilke olarak dinin sultasından kurtardığını ilan etmekle yetinip duruma seyirci mi kalacaktı, yoksa ilkenin toplum hayatında iyice yerleşmesini sağlayacak bir denetim mekanizmasını da birlikte mi  harekete geçirecekti?

***

Cumhuriyetin kurucuları, dinci çevrelerin tarikatlar ve cemaatler aracılığıyla inanç dünyasını kendi çıkarları adına denetlemesinin önüne geçilmesi için devletin dini yaşamın sınırladığı ve denetlediği sistem olan Diyanet İşleri’ni oluşturdu.

Diyanet İşleri’nin bizatihi varlığı dahi Türkiye’de çok tartışma konusu olmuştur. Çoğu kişi laik bir toplumda Diyanet benzeri bir kurumun varlığının kabul edilmezliğini ileri sürmüştür. Militan laiklik yanlıları, Diyanet’i laik devletin dini eylemleri ve kurumları finanse etmesi açısından eleştirirlerken dinci çevreler, Diyanet’i devletin dini kurumları ve etkinlikleri denetleyerek din alanına karışması dolayısıyla yadsımışlardır.

“Laik devlette, Diyanet olur mu?” tartışmasını, Diyanet’in bugünkü yapısına yöneltilen eleştirilerle karıştırmamak gerek.

Diyanet sistemine ilke olarak karşı çıkmayanlar, Diyanet’in bir dinin bir mezhebinin örgütüne dönüşerek bunun öbür inançlara baskı aracı haline geldiği noktasında yoğunlaştırıyorlar eleştirilerini, bu gruba kimi siyasal çevreler de dahildir.

Ama bunlar illa laik sistemde Diyanet olmaz demiyorlar. Hatta ilahiyatçı Prof. Dr. Filiz Şahin, Diyanet’in Cumhuriyetin kurucuları tarafından oluşturulmuş, anayasal bir laik kuruluş olduğunu ileri sürmektedir.

Laik düzenin savunucularının çoğu da devletin dinin kişisel çıkar amacıyla kullanılmasını engellemesi açısından kaçınılmaz olduğunu söylüyor.

Sistemin bunların amaçladığı biçimde aksaksız çalışması devletin erkini eline geçirmiş olan siyasetçinin laik düzene içtenlikle bağlı olması koşuluna bağlıdır.

***

Siyasal sistemimiz, tam laik ve demokratik bir yapıya kavuşamadan bugüne kadar, Diyanet modeliyle gelmiş, Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğuna da gerçekten modeli laik düzen ile bağdaştırmakta kararlı, değerli kişiler de zaman zaman oturmuşlardır.

Ancak birbirini izleyen sağ iktidarların laik düzen karşısındaki olumsuz tavırları yüzünden, Diyanet artık dinin devleti denetlemesine araç olan belli başlı kuruluş haline gelmiş bulunmaktadır.

Çok haklı olarak kendine kadarki sağ iktidarları, çok bilinçli bir şekilde olmasa da Türkiye’yi şeriatçı çizgiye sokmanın hazırlık hareketlerini tamamlamak misyonuna sahip örgütler olarak gören ve kendilerini artık kesin darbeyi indirmekle görevli addeden AKP iktidarı ile birlikte Diyanet, bu kuruluşun at oynattığı laiklik karşıtlığının kalesi haline dönüşmüştür.

O kadar ki artık hangi iktidar işbaşına gelirse gelsin, Diyanet ile kesin bir hesaplaşmaya girmeden laik devletin de demokrasinin de önünü açamayacaktır. 

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023