\n\n\n

2014 Dünya Kupası Elemeleri’ne Hollanda yenilgisiyle giren Ulusal Futbol Takımımız dün gece Estonya’yı ağırladı. Dağılan Rus Cumhuriyetleri’nden Baltık kökenli olanıdır Estonya. Futbolda öyle ahım şahım başarıları yoktur ama Himalayaspor ile oynasanız da ‘ulusal maç’ ulusal maçtır.

Ama gel gör ki Abdullah Avcı-Selçuk İnan krizi bu maçın önüne geçti.

Ne yazık ki geçti!..

Bakın dünkü gazetelere...

Manşetlerinde Estonya maçının sunumu mu var yoksa Abdullah hocanın Selçuk inadı mı?

Elbette Selçuk’un ilk 11’de olmayışının maçtan 10 saat önce medyaya sızması da bir başka skandal!..

Demek ki Abdullah hoca sadece tercihleriyle değil, yaratamadığı ‘takımdaşlıkla’ da hatalar yapıyor!..

Oysa Ulusal Takım’ın kamp alanı ve soyunma odası bildiğim kadarıyla da ‘mahrem’dir.

Bildiğim kadarıyla da mahremdeki gelişmeler ulu orta kamuoyuna yansımaz!..

Maç mı?

Allah’tan rakip Estonya’ydı...

Gerçi Estonlar ilk 15 dakikada 3 tane net pozisyon buldu. Biri direğe çarpıp auta gitti. Ötekinde şans kaleci Tolga ve savunmanın yanındaydı. Bir de tartışmalı pozisyon var. Hakem penaltıyı verse kimsenin sesi çıkmaz. Aynı top döndü Burak’ın önünde kaldı, kuzey ekibinin 17 numaralı savunmacısı Jaager dengesiz girince kırmızıyı yedi. Galiba Antalya’daki hakem seminerinde Polonyalı hakem üzerinde iyi izlenim bırakmışız. Bize karşı aşırı sevecendi. Bir kişi fazla oynamaya başladıktan sonra gol ‘geliyorum’ dedi. Burak’ın ağlara gidip sayılmayan vuruşu, Sercan’ın gol girişimi derken Emre topu tavana astı ve maçı da kopardı.

İkinci yarıda Umut’la gelen ikinci gol artık 90 dakikanın da galip tarafını belirliyordu; sonrası tek kale halı saha maçı. Elbette Selçuk’un oyuna alınışı da gönül almanın Abdullah Avcı yoluydu. Selçuk oyuna girdiğinde tribünlerdeki tezahürat da ilginçti: Selçuk, Selçuk... Yıldız oyuncu da tribünlere nazire yapıp golünü attı.