2019’un mayısıydı. Küme düşen Bursa ve Erzurum TFF Başkanı Nihat Özdemir’in kapısını çalıp, “Süper Lig 20 takımla oynansın” önerisini getirdiler, resmi başvurularını da yaptılar. Akabinde TFF Başkanı “Erzurumspor’dan Süper Lig’in gelecek yıl 20 takımlı olması konusunda talep geldi. Bizim böyle bir düşüncemiz yok. Sezon başında açıklanmadan sezon sonunda böyle bir karar alırsanız bunu dünyaya anlatamazsınız” dedi.

14 ay geçti ve aynı Özdemir ile aynı yönetim kurulu ile küme düşmeyi kaldırmakla kalmadı, 21 takımlı sıkıştırılmış fikstürde karar kıldı...

***

2020’nin temmuz ayı başıydı. TFF yönetimi, yabancı sınırlaması getirdi. İlk 11’lerde en fazla 8 yabancı oyuncunun oynayabileceğini, 3 yabancının da kulübede oturacağını açıkladı. Tepki gelince de Özdemir şu açıklamayı yaptı: “10-11 kulüp yabancı sınırlamasına karşı, teknik direktörler de karşıymış, Onların dediğiyle iş yapacak değiliz..” 20 gün sonra da bu kez aynı Nihat Özdemir ile aynı TFF yönetimi, yabancı sınırlamasının 1 yıl ertelendiğini, dileyen takımların isterlerse 11 yabancı ile sahaya çıkabileceklerini duyurdu...

***

Ve 2020 temmuzun 29’unda Özdemir, küme düşmenin kaldırılması ve yeni sezonun 21 takım üzerinden oynanması kararının ‘oy birliği’, ‘gönül rızası’ ile alındığını açıkladı. Aradan tam 5 saat geçtikten sonra bu kez Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, açıklamalarda bulundu: “Otoritenin verdiği karara saygılıyız. Ama hoş bir bakış açısı değil, kabul ettiğimiz anlamına da gelmez” dedi..

***

Şu 3 örnek Türkiye’de futbolun nasıl idare edilemediğinin resmidir. Ve Nazım Hikmet görse şu halimizi, “Bana başarısızlığın resmini çizebilir misin Abidin” derdi; ünlü ressam Abidin Dino’ya dert yanarken.. Onun da yanıtı net olurdu: “Bu başarısızlığı resmetmeye ne tual yeter; ne boya...”

Türk futbolunda herkes birbirini kandırıyor; alınan tüm kararlar duruma, vaziyete, rüzgara göre yön değiştiriyor. 1 yıl, 1 ay ya da 1 gün içinde bile söylenenlerin tam tersi yaşanıyor...

Yalan-yanlış bir dünya üzerine kurulu koskoca futbol dünyası! Görünen o ki, bu kararları Özdemir ya da yönetim değil, başka bir üst akıl alıyor. Ahmet Ağaoğlu’nun dediği gibi “kararlar çekmeceden çıkıyor..” elbette o kararı çekmeceye koyan kim? Türk futbolu bu soruya yanıt aramalı, çünkü o üst aklın da futbolu pek bilmediği aşikar! Kararlar alabildiğine politik, sanki herkese birer mavi boncuk dağıtıldı!

En çok da yayın yelpazesi genişleyen Digiturk, yani nam-ı diğer beIN Sports, "duygusal" olarak korundu!

Gelelim 'tarihi' kararların çıktığı toplantıya!

Türk sporunu etik çizgiye çekmeye çalışan Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu keşke bu çadır tiyatrosunun içine hiç girmese, karar görüşmesinde yer almasaydı. Öyle ya da böyle, Türk futbolu 21 takımlı 42 haftalı, 400 küsur maçlı, üstüne bir de Türkiye Kupalı, artı milli haftalı, Şampiyonlar Ligli, UEFA Ligli sezonu kaldıramayacak. Devre arası tatilini iptal etse, kupa statüsünü kısaltsa bile 8 ayda 50-60 maça gün bulamayacak TFF.

Bir yerlerde bu sıkışık fikstür patlayacak.

Ve işte o zaman işler sarpa sardığında da konuya hiçbir müdahili olmadığı halde tek kişi suçlanacak: “Ne yapalım Bakan Bey böyle istedi” diye!