Sosyologlar der ki, “futbol, sokağın aynasıdır." Doğru söz. Ülke nasıl sadece günü kurtarmaya yönelik idare ediliyorsa, futbol da benzer bir şekilde, "yalap-şap" yönetiliyor.

Süper Kupa Finali bile futbolun nasıl kötü idare edildiğinin örneği. Ülkede sokağa çıkma yasağı var; İçişleri Bakanlığı'nın genelgesine göre her akşam 21.00'da herkes evine girmek zorundayken, TFF, finali, Halkalı Atatürk Olimpiyat Stadı'na alıyor. Üstelik 200 kişilik de "seçkin" seyirci topluluğuna davetiye veriyor. Futbolcusu, antrenörü, top toplayıcısı derken 1000 kişi; diyelim bir bölümü sokağa çıkma yasağından ayrıcalıklı. Peki ya diğerleri? Demek ki TFF'nin İçişleri Bakanlığı genelgesine saygısı yok. Demek ki, başında Türkiye sözcüğü bulunan kurumun (TFF), Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nın kurallarına saygısı yok! Sahaya hiç dönmeyelim, sadece adı Süper Kupa'ydı; zamanlaması, saati kötüydü, hakemi daha da kötü. İlk yarıda Trabzon'un penaltısını veremedi, ikinci yarıda o pozisyonun benzerinde eliyle yüzünü koruyan Trabzonlu futbolcu aleyhine penaltıyı gösterdi. Maçın sonlarında saha kenarında üstelik Devlet kademesi önünde birbirinin gırtlağına yapışanları izledi, ancak 2 kişiyi kırmızı kartla cezalandırdı. Başakşehir Teknik Direktörü Okan Buruk ve yedek oyuncuları görmezden geldi hakem.

Sokaktaki kaosun, adaletsizliğin, yaşam kalitesindeki düşüşün futboldaki görüntüsüydü Süper Kupa finali.

Ön yüzü bu kadar kötü olan bir kurumun arka bahçesi daha beter. AA’dan Eyüp Karakuş, 4 büyüklerin borcunu yazmış; TSYD ve TGC'ye çağrımdır, şimdiden yılın gazetecisi ödülünü versinler Eyüp kardeşimize; ‘Kral çıplak’ demiş. Yazıyı incelerseniz 4 büyüklerin borcuyla İzmir depremindeki zararın 4 misli fazlasıyla karşılanabileceğini, aynı parayla ülkeye binlerce yeni nesil okul açılabileceğini görürsünüz. Biz bu parayı Falcao’alara, Kruse’lere, Lens’lere, Obi Mikel’lere ve nicelerine çarçur etmişiz! Kimse, Türkiye'de “Futbol iyi noktada” demesin. TFF Başkanı Nihat Bey “Seyircili maçlara geçiş yapabiliriz” diyor. Ülkenin gerçeklerinden bu kadar uzak bir yönetim var TFF’de. 11 aydır amatör ligleri başlatamamışsınız, on binlerce kişi işinden olmuş, Nihat Bey, gündemi değiştirmek için seyirci muştusunu veriyor! Çünkü amatörlerin isyanını nasılsa -Cumhuriyet ve bir kaç yayın grubu hariç– kimse vermez, ben de gündemi değiştiririm! Gelelim yazının bam teline. Nihat Özdemir futbol üzerine, “İyi yoldayız” derken ağzından naklen yayın krizini kaçırdı. “Yeni ihale” derken, çok uluslu şirketlere de kapılarının açık olduğunu ifade etti. Demek ki, Katarlı biraderler çekiliyor futbol işinden. Peki niçin çekiliyorlar yayıncılıktan? Ya Türkiye'de denizin bittiğinin farkına vardılar, gemiyi en son terk eden olmaktansa ilk etapta ayrılmayı kafalarına koydular, ya da önemli bir devlet büyüğünden, Erken seçim rüzgârı eserken, şu futbol dünyasının parasını geciktirip, beni zor durumda bırakmayın fırçasını yediler. Yorum sizin!