Türkiye seçimlere koşuyor. Pazar günü yapacağımız tercihler ülkenin her sektörünü etkileyecek. Bunların başında da spor, futbol var... Çünkü Türkiye’de TFF seçimleri, Haluk Ulusoy’un 2007 yılında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile dostu Hasan Doğan’a kaybettirildiği günden beri Saray’ın ekseninde gerçekleşiyor. Büyükekşi’ye kadar atamalar Erdoğan tarafından yapılıyordu, son TFF başkanı, okçu arkadaş Bilal Erdoğan’la yakınlığı sayesinde koltuğa oturdu.

Peki ya şimdi?

Açıkçası Millet İttifakı’nın kazanması halinde, Sayın Büyükekşi, hazirandaki genel kurulu beklemeden işi profesyonellere bırakır Riva’ya da uğramaz. Çünkü, çok değil daha geçen hafta, Türk ekonomisini perişan ettikten sonra milletvekili adaylığı ile ödüllendirilen Nureddin Nebati’nin peşinden, Mersin’e gitti, tarafsız olması gerekirken “TFF Omuz Omuza” gösteri maçında AKP’nin ağır toplarıyla boy boy fotoğraflar çektirdi, safını ilan etti. Gerçi, Mersinli taraftarlar o maçta ne Nebati’yi alkışladılar ne de Büyükekşi’yi; hatta isimler anons edildiğinde uğultular yükseldi tribünlerden! Anlatılanlara göre protesto amaçlıymış, ancak TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, asıl protestoyu şampiyonluk kupası vermek için gittiği Samsun’da yaşadı. Hem de tam, “AKP kazanır ben bir kez daha aday olurum” hesapları yaparken. Eline mikrofonu alıp güzellemeye başladığı anda ıslıklandı. Belki sadece kupayı verip yerine dönse ıslıklanmayacaktı; ancak her seçim bir vazgeçimdir insan yaşamında! Bu arada, olmaz ya, Erdoğan koltuğunu korursa Büyükekşi’nin aday olma şansı yine yok, çünkü imza istediği kulüplerden, “Başkan hakem hataları sonrası aradığımızda telefonunu açmıyorsun, şimdi destek istiyorsun” yanıtını alıyormuş. 

Islıklanmak derken, İzmir’den AKP milletvekili adayı olan son Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu da giderayak sporseverlerden zılgıtı yedi. İzmir’deki seçim çalışmaları sırasında bakanlığının verdiği alışkanlıkla spor salonundaki bir cimnastik etkinliğine katıldı. Sahneye çıkıp eline mikrofonu aldı, işi “tesis yaptık”a getirdiği anda binlerce kişi, “eski” bakanı protestolarla sahneden indirdi. O da yanlış bir seçimdi. Oysa başarı dileyip yerine otursa, kibrine yenilmese ıslıklanmayacaktı.

Spor, siyaset konusunda son söz bakan yardımcısı Hamza Yerlikaya’ya; görev süresindeki son 2-3 gününde biraz daha sakin olmalı. Örneğin, sosyal medyada, “Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğim” diyen spor insanlarına federasyon başkanları WhatsApp grubunda hakaret etmemeli, federasyon başkanları da Yerlikaya’ya, “Az bile söylemişsin başkanım” diye suni destek vermemeli. Sonuçta bu iktidar gider o federasyon başkanları kalır, çünkü seçilmiş kişiler onlar, günün sonunda da yüz yüze bakmak var!