Arif Kızılyalın

G.Saray niye FFP golü yedi?

20 Ocak 2016 Çarşamba

UEFA, önceki gece geç saatlerde bir yazı gönderdi Galatasaray’a: “Mali kriterleri yerine getirmediniz” diye. Aynı yazının ikinci paragrafında, bu ihlalin yaptırımının önümüzdeki ay içinde belli olacağı yazılmıştı diplomatik bir dille.
Yukarıdaki metni futbol dünyasının anlayacağı dile şerh edecek olursak diyordu ki UEFA: “Ey, Galatasaray, yıllardır transferde har vurdun, harman savurdun, sana geçenlerde 200 bin Avro ceza verdik, ona rağmen toparlanmadın, futbol giderlerini otel yaptırıp, arazini ipotek ettirip kapamaya çalıştın, şimdi otur ağla...”Gerçekten sıkıntı veren bir durum. Felaket senaryolarını alt alta yazarsak, Avrupa kupalarından menden tutun, transfer yasağına; uyarıdan, para cezasına kadar çeşitli yaptırımlar bekliyor Sarı-Kırmızılı aileyi.

Kapıdaki tehlike
Her ne kadar, bugün G.Saray’ın başına gelenlerin benzerleri, yarın tüm Türk ve birçok Avrupa takımının yakasını bırakmayacaksa da, Sarı-Kırmızılılar, resmen arandılar son yıllarda. Öncelikle UEFA, uzunca bir zamandır diyor ki, “Kulüpler, futboldan gelen paralarla çarkını çevirsin. Oyuncu alıyorsan, oyuncu sat, gelir- gider tablonu dengele..”
Peki, G.Saray buna uydu mu? Hayır.
Üstüne üstlük, mali kriterler can yakmaya başladığında, gaza iyice bastı, uyarı aldığı yıllarda oyuncu alacaklarına zam üstüne zam yaptı. Galiba en son Alp Yalman’ın başkanlığında borcu yoktu Sarı-Kırmızılı kulübün. Sonra gelen her başkan, ama 3, ama 5 borçlandırıp ayrıldı görevinden.
Faruk Süren, Mehmet Cansun, Özhan Canaydın, Adnan Polat, Ünal Aysal, Duygun Yarsuvat ve Dursun Özbek de bu borç zincirinin paydaşları.

Aysal dönemi yaktı
Ne var ki, yıllara ve tablolara baktığınızda, UEFA’nın, “Durun artık” demesine neden olan gerçek açığın Ünal Aysal döneminde oluştuğunu görüyoruz.
2011’de sportif açıdan çöken G.Saray’ın başına geçip, Fatih Terim - Muslera - Melo - Ujfalusi - Elmander - Selçuk - Eboue gibi yıldızları bir kalemde transfer eden, ertesi yıl da Drogba ve Sneijder’le nokta atış yapan Aysal, üst üste gelen şampiyonluklarla tarihe geçmiş, ama gelir-gider dengesi arasındaki makas kapanamayacak kadar açılmıştı. Yine de, o yıllardaki sportif başarılar, G.Saray’ı ayakta tutmaya yetiyordu. Çünkü, “kazan-kazan” yöntemi açıkları örtmüştü! Taa ki, Aysal- Terim gerginliğine kadar sürdü bu göl üzerindeki buz dansı!
Aysal’ın, ‘koltuk zehirlenmesi’ hastalığına yakalanması ve ardından Terim’i silip tek adamlığa soyunması kulübü uçuruma sürükledi. Her kararı tek başına alıyor, kulübün kasasını şahsi kredi kartı gibi kullanıyordu. Sırf karizmatik diye Mancini’ye tarihin en yüksek teknik direktör maaşını verdi, devre arasında şu an adı bile geçemeyen 8 oyuncuya 17.3 milyon Avro - 3.9 milyon TL bonservis ödeyip, 20 milyon Avro’ya yakın da taahhütte bulundu. İşin kötüsü, gelenlerden sadece Teles işe yaramış, Ontivero, Oğuzhan, Umut, Hajrovic, Burdiso, Veysel, Salih ve Koray’a verilen milyonlar resmen çöpe gitmişti. Sonrasında, yerlilere ve yabancı oyuncuların maaşlarına yapılan zamlar, uzayan sözleşmeler fişi resmen çekti. Aradaki başkan Duygun Yarsuvat, tehlikenin farkına varsa da sessiz kaldı, Dursun Özbek ise iyi niyetine karşın, neşteri vuramadı. Ama Galatasaray camiası bilsin ki, bugünkü tablonun müsebbibi, Aysal’ın ‘futbol’ hovardalıklarıdır...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları