Spor yazarlığı mesleğinin duayen ismi rahmetli İslam Çupi her ne kadar derbiler için “Sonuçları önceden kestirilemeyen maçlar” dese de dünkü G.Saray - Beşiktaş buluşmasının galibi belliydi; G.Saray ağır basıyordu, kazandı, hem de onca handikapa karşın.\n

Gerçekten Sarı - Kırmızılıların kadro derinliği ezeli rakibi Beşiktaş’a göre çok daha fazla. Biraz koştular mı, mücadele ettiler mi, sonucu lehlerine çevirebiliyorlar. Dün Semih, atılana kadar Melo, Umut çok koştu. Keza Riera, Hamit, Elmander de bu arkadaşlarına katkı verince maçın rengi de belli oldu 3 dakikadaki Emre Çolak golüyle. O pozisyonda Umut’un adam eksilten vücut çalımı ve ortası kadar Beşiktaş savunmasının yer tutmasını öğrenemeyişinin de payı var. Hata yapıyorlar. Belediye maçında da böyleydi, dün de. Antrenmanda bile yan yana gelmeyen Mehmet Akgün, Sivok, İbrahim Toraman, Gökhan Süzen 10 kişi kaldıktan sonra oyundan düşen forvetsiz Galatasaray karşısında bile tel tel döküldü.. Keza Riera’nın kafa golünde de paylaşım hatası vardı. Yine maça 7 stoper kökenli oyuncu ile girmek, M.Akgün’ü sağ beke, Hilbert’i orta alanın sağına çekmek derbilerin kaldıramayacağı bir ‘fantazi’ydi.\n

Elbette ilk yarıda sadece Hilbert’le pozisyon bulan Beşiktaş’ın, ikinci bölüme Sivok’un korner kaynaklı golüyle başlaması ve ardından Melo’nun tükürük teşebbüsü ile atılışı piyango gibiydi Samet Aybaba’nın öğrencileri adına ama bu artılar bile yeterli olmadı ‘geri dönüş’ için. Öyle ki 30 dakikalık 11’e 10 kişilik oyunda daha çok pozisyon bulan taraf G.Saray oldu.(Hamit net golü atamadı) 1 kişi fazla oyna ve pozisyon bulama! İlginç. İki yeni oyuncu Sneijder ve Dentinho’ya gelince; G.Saray’ın Hollandalısı oyuna girdi, Melo atıldı sonra taktik anlayış değişince ileride ‘yalnız adam’ı oynadı. Kumaşını tartışmaya gerek yok ama Galatasaraylılar’ın topu aldıklarında pas vermek için henüz Sneijder’i aramadıkları da kesin. Gerçi, Melo’nun atılıp, sarı kart riski bulunan Elmander’in çıkışı sonrası Hamit’le ileride oyunu iyi tuttu Hollandalı ama daha alışma evresi yaşayacak.Dentinho’ya gelince; kurtarıcı olarak oyuna girdi ama o da arkadaşlarının pas anlamında ‘yadırgadığı’ isim oldu. Bu bölümlerde bir Almeida ya da formda Batuhan olsa, Beşiktaş uzatma dahil 34 dakikaya bir beraberlik sayısı sağdırırdı.\n

Hakem mi?\n

Maçın ‘dişi ağrır’ dediğimizde ‘peşin hüküm’ diyenler çıktı. Ama FIFA kokartlı alınan Tolga Özkalfa bu tip maçların adamı değil. Kimse Roma’daki FIFA testi diyip sorumluluktan kaçmasın, pek ala Cüneyt, Fırat, Hüseyin ve Bülent Yıldırım’dan biri bu maçı yönetirdi, MHK ‘doğru dürüst’ planlama yapsaydı eğer.\n

Sonuçta, ‘akıbeti belli’ derbiyi Galatasaray kazandı, çünkü kumaşı iyiydi Beşiktaş’a göre.\n

\n