\n\n\n

Futbolla dolu günler yaşıyoruz. Avrupa kupaları, ulusal maçlar, lig maçları. Keşke sportif konuları konuşsak, yayıncı kuruluşun yaptığı gibi futbolun sadece ‘güzel olan’ tarafını sizlerle paylaşsak. Ama gazetecilik ayrı bir şey. Gördüğünü yazmak zorundasın, sonuçta ‘kamu’ hizmeti veriyoruz birileri kabul etmese de. Bilmem dikkatinizi çekti mi, pazar günü İstanbul’da bir maç oynandı. Süper Lig’in iki eski takımı Eyüp ile Altay, 2. Lig’de kozlarını paylaştılar, daha doğrusu paylaşamamış olsa gerek futbolcular birbirine girdi. Ulusal takımlara kadar yükselmiş, 3 büyüklerde forma giymiş Serhat Akın ile Ali Cansun’un ‘çekiçli’ kavgası ve ardından Twitter üzerinden birbirlerine hakaret etmeleri, genç nesillere kötü örnek oldu. Bence TFF, olayı araştırıp, kavgacıların futbol hayatını bitirmeli ki minikler ellerine çekiç alıp birbirlerini kovalamasınlar...

***

Geçen haftanın dikkat çeken bir önemli olayı da Galatasaray’daki Ünal Aysal-Adnan Öztürk arasında var olduğu söylenen sıkıntı. Doğru mudur değil midir kestirmek güç. Ancak, bir gerçek var ki, Adnan Öztürk, Ünal Aysal’a destek verip liseli kanadın oylarını ‘koşulsuz’ getirmese, G.Saray Başkanı o kadar açık farkla o koltuğa oturamazdı. Aysal bunu göz ardı ediyor olamaz. Öztürk demişken geçenlerde THY’nin reklamını eleştirmiş G.Saray Başkan Yardımcısı. Vatansever bir duruş bence. Çünkü Ulusal Marş ülkeye mal olan bir sembol, deforme edilerek kullanılmamalı. Öztürk, kutlama beklerken Başkan Ünal Aysal’dan ‘uyarı’ almış AMK gazetesinin haberine göre. “Vaay, sen THY’yi nasıl tenkit edersin, Başbakan’a yakınlığı ile bilinen Hamdi Topçu ile aramızı nasıl bozarsın” demiş şaka yollu aynı zamanda Belçika ve İsviçre vatandaşı da olan G.Saray Başkanı Aysal. Ama şunu unutmuş olmalı; eğer Siirt’te kendi parasıyla yaptırdığı spor lisesinin adını aile bireylerinden biriyle özdeşleştirmeyip Kuzey Irak’ta şehit düşen Binbaşı Zafer Kılıç’ın ismini tabelaya yazdıracak karakterde ise Adnan Öztürk, İstiklal Marşı’nı da her mecrada savunur. O yüzden Sayın G.Saray Başkanı biraz daha hoşgörülü olmalı. Yeri gelmişken THY’nin reklamlarda ulusal coşkuyu neden ön plana çıkardığını da borsayı takip ederseniz anlarsınız, iş biraz ‘duygusal’ imiş.

***

Haftanın bir önemli olayı da herkesimin ‘onursal başkanı’ Süleyman Seba’nın rahatsızlanmasıydı. Spor dünyası seferber oldu. Hatta ziyarete giden Trabzon Başkanı düşüp diz bağlarını kopardı. İkisine de geçmiş olsun. Ancak, Süleyman Seba, hâlâ aramızda ise bunda, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın payı büyük. Eğer Ünal, Süleyman Abi’nin de katılacağı toplantıda, “Süleyman Abi eğer söz verdiyse gelir, bir aksilik olmalı” demese, gazetelerin spor sayfalarında matem başlıkları yer alırdı. Beşiktaş ailesi ve Süleyman Abi’ye değer verenler İsmail Ünal Başkana teşekkür etmeli duyarlılığı nedeniyle. Elbette, hastane ziyaretleri sırasında G.Saray ve Trabzon arasında kurulan dostluk köprüsü ile, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik’in Seba’yı ziyaret edip, Sadri Şener’i pas geçmesi de dikkatlerden kaçmadı. Umarım Şenes Erzik’in haklı bir gerekçesi vardır Şener’i göremeyişinde.