Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticileri 5 gündür nezarethanede. Savcılığın iddiası ve gözaltı kararına bakıyoruz; terör örgütü PKK’den girilip, bir başka eli kanlı oluşum FETÖ’den çıkılmış, araya da garnitür olarak Cumhuriyet Vakfı seçiminde usulsüzlük yapıldığı iddiaları sıkıştırılmış. 3 suçun da birbiriyle alakası yok. İlk ikisi izana, vicdana aykırı, diğeri teknik bir konu...
Ergenekon’un kötü bir kopyası sanki.
İşin daha vahimi, Cumhuriyet için infaz kararı veren savcının, şu an FETÖ’den yargılanıyor olması. Sözün özü, birbirlerine girmişken laiklik savunucularının sesini kısmak istediler, ne var ki kamuoyu vicdanından tokadı yiyip oturdular.
Ve dün gazetede Cumhuriyet yazarlarının kamuoyuna seslenişi vardı. Orhan Erinç’in önderliğinde Ali Sirmen, Şükran Soner, Emre Kongar, Erdal Atabek, Ataol Behramoğlu, Mine Kırıkkanat, Erol Manisalı ve daha adını sayamadığım onlarca ‘Cumhuriyet’çi bir aradaydık. Spor sesini Gülengül Altınsay ve Bilgin Gökberk’le duyurdu.
Peki ne dedik özet olarak?
“Sporda da Cumhuriyet’e ihtiyaç var.” Evet, sporda Cumhuriyet gazetesine ihtiyaç var. Çünkü, Hidayet Türkoğlu’nun, Saray’dan Basketbol Federasyonu Başkanlığı’na penetre olmasını ve atanış yöntemini sadece Cumhuriyet yazdı. Keza, ilgili federasyonlardaki partizanlığı da bıkmadan, usanmadan Cumhuriyet gündeme taşıyor.
TFF’nin, ‘Atatürkçü’ Fethiyespor’u cezalandırışını da görüşünü açıkladığı için ceza alan Amedspor’lu Deniz Naki’yi de Cumhuriyet gündeme getirdi. Çünkü, Cumhuriyet, bağımsız habercilik yapıyor.
İşte ‘niçin Cumhuriyet’ diyenlere, ‘bu yüzden Cumhuriyet’ diyoruz haykırarak!