“Ya yardan ya serden” diye bir Anadolu özdeyişi vardır. Galiba 2012 Türkiye’sinin spor politikası için biçilmiş kaftan... Niye mi? Malum, Orhan Veli’lerin, Yahya Kemal’lerin, Sait Faik’lerin ‘şehr-i İstanbul’u, 2020 yılındaki iki büyük spor organizasyonu Yaz Olimpiyat Oyunları ile Avrupa Futbol Şampiyonası’na talip oldu. Öncelikle ‘istemek’ elde etmenin yarısıdır, bu bağlamda İstanbul’un yerel yönetimi ile Türk sporunun ‘yönetim’ kadrosunu kutluyoruz. Ama dünya spor tarihinde böyle bir cesaret gösteren metropol, ülke yok. \n

Yani, önceki yıllarda hesabını, kitabını yapan yönetimler, ya Avrupa Şampiyonası’na, ya Dünya Kupası’na ya da Olimpiyat için başvurusunu yapmış, ‘ev sahipliği’ hakkını kazanmış ya da kaybetmiş. Ama biz İstanbullular, sanki altyapısı ile, eğitim düzeyi ile, spora olan tutkusu ile dört dörtlük bir kente sahipmişiz gibi, 2020’nin iki büyük organizasyonu için “Evet yaparız” diyoruz!\n

Kimse kusura bakmasın, İstanbul ya da Türkiye ‘doğru’ seçimini yapıp, iki adaylığın birinden vazgeçmezse, ‘ikide sıfır’ çeker. Ve Bektaşi’nin dediği gibi “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz...” Çünkü tek kulvarda koşarsak, inanın Türkiye 2020’de tüm dünyanın cazibe merkezi olur! Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki bu satırların yazarı amatör bir branş olan kürekçilikten geldiği için ‘Olimpiyat’ın ne demek olduğunu iyi bilir. Bu bağlamda da ülkenin tercihi Olimpiyat olmalıdır, çünkü 5 halkanın gölgesi, uğradığı kentleri gerçekten ‘ihya’ etmiştir.\n

Bunun en çıplak örneğini Atina’da gördük. Tarihiyle avunan kendi halinde bir kentken, ekonomik darboğaza karşın çağ atlayıverdi Yunan başkenti. Keza, Barcelona 92’den sonra renklendi, Seul, Sidney oyunlar sonrası spor bilinci ile doldu. Buraya kadar her şey iyi güzel. Ancak İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunları’nı alması güç. Çünkü, geçen hafta yapılan elemelerde, kendisinden daha iyi projelere sahip Doha’yı kıl payı geçip (Ki ABD’li yayın şirketleri İstanbul diye baskı yaptı IOC üyelerine) Madrid ve Tokyo ile finale kalan İstanbul’un altyapı, trafik sorunu başedilir gibi değil. Bir de İspanyol başkentinin, Olimpiyatlarla ekonomik darboğazdan kurtulma hesabı Avrupalı olimpiyat oylarını Kastilyalılara götürebilir. Tokyo’yu saymıyorum, tüm teknoloji ve maddi güce rağmen deprem nedeniyle yarışa 100 metre geriden başlıyorlar. Demek ki biz biraz gayretle Madrid’i geçersek bu Olimpiyatı yaparız...\n

Ancak, adım gibi biliyorum ki IOC Başkanı Jacques Rogge, eğer İstanbul Avrupa Şampiyonası’na aday olursa, rotasını Madrid’e çevirir. Keza aynı şey 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası için geçerli. Öncelikle şunu söyleyelim ki, Türkiye, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki rakipleri Britanya kardeşliği ile Gürcistan’dan fersah fersah önde. Çünkü Türkiye bu işi istiyor ve parası da var. Gürcistan’ı rakip olarak görmezsek, biraz kulis çalışması ile İngiltere’yle başedebilir, Avrupa Şampiyonası’nı gayet güzel İstanbul’a, Türkiye’ye getiririz. Ama Platini de tıpkı Jacques Rogge gibi, “Eğer Olimpiyat’a talipseniz Avrupa Şampiyonası’nı size veremeyiz” diyecektir. O yüzden eşit uzaklıkta -yakınlıkta- bulunduğumuz iki oyundan birini tercih etmeliyiz. “İkisi de” dersek, fena halde duvara toslarız. Bunu TFF ile TMOK’nin yöneticileri kavrayamamış olabilir, keza Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da “İkisi de” diyerek büyük bir gövde gösterisinin heyecanına kendini kaptırmış olabilir ama lütfen gerçekçi olalım ve ya Olimpiyat ya Avrupa Futbol Şampiyonası diyelim...\n

\n\n