Hani, yan komşuda şen şakrak bayram yemekleri yenirken, çıt çıkmayan haneler vardır ya; ahalinin boynu bükük kalır, ‘acaba gelenim olacak mı’ diye her tıkırtıda kapılara koşulur; işte TT Arena, ziyaretçisi olmayan ev gibiydi dün.
Anlaşılan, G.Saray taraftarı, bayramı statta değil, kent dışında değerlendirmeyi tercih etmişti...
Eh, tribünlerin tadı olmayınca takımda da işler iyi gitmiyor doğal olarak. Ama birileri çıkıp günü kurtarıyor. Sakın olan golleri atan Podolski ile Umut’u kast ettiğimi sanmayın, dün G.Saray’a çifte bayram yaptıran futbolcu Hakan Balta’ydı. Aslında sol bek, ama takımdaki stoperlerden daha iyi bir kesici; aslında sol ayaklı ama Semih’in kaybettiği kademesine girip, sağ tandemi toparlıyor; bakıyor takım gitmiyor, Wesley asist yapamıyor, orta sahaya gelip, Umut’un önüne ‘lokum gibi’ pas atıp skoru değiştiriyor. Eh, bayram gecesi ne diyelim, “Öp Hakan’ın elini...”
Onun dışında G.Antep 2.golü yiyene kadar oyunu tuttu. Sadece, sahanın iyilerinden Bilal’in attığı ara paslarda zorlandılar, bir de Podolski- Denayer işbirliğine engel olamadılar (ki golle sonuçlanan bu atakta verkaç dersi vardı).
Evet, G.Saray kazandı ama sorunlar devam ediyor. Bal yapmayan arı gibiler; laf çok görüntü yok. Fark açılmayınca da panikliyorlar. Özellikle sahanın iyilerinden Yasin’in çıkartılıp, Jem Paul’ün oyuna alınışı sanıyorum, mantalite sorununun göstergesi, ne hikmetse savunmacı Jem girdikten sonra takım daha çok atak yedi. Elbette dünün en kötüsü futbolcular ve hocalar değil, hakem Alper Ulusoy’du. Stajyer hakem yakıştırması yapsam, ülke ekonomisine katkı sağlayan genç kardeşlerimize ayıp olur ama Ulusoy, özellikle kart seçimlerindeki tercihleri ile stajyer olarak bile kabul görmez bir çok iş yerinde.