2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Slovenya’yı yenip yarı finale kaldıktan sonra o dönemin milli takım kaptanı, şimdilerin TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu, uzatılan mikrofonlara, “Söylemişim, yine söylüyorum. Bu gençler, maddi manevi...” diye bir cümle kurmuş, prim pazarlığını başlatmıştı. Ardından biraz da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle takıma 28 milyon (yaklaşık 14 milyon Avro) prim verildi dünya ikinciliği için 20 kişilik kadroya. 11 yıl sonra bu kez A Milli Futbol Takımı’na 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda 24 finalist takım arasına kaldıkları için toplamda 10 milyon Avro verilmesi kararlaştırıldı. Hatta bu ödemeler, dönemin takım kaptanlarının TFF Başkanı’na yaptıkları baskı sonucu, finallere gidilmeden yapılacak, takım da sıfır çekip geri dönecekti. 

Ve geçenlerde Kadın Voleybol Milli Takımımız, Türk spor tarihinin en büyük başarılarından birine imza atıp Avrupa şampiyonu oldu. Aradan neredeyse 1 hafta geçmesine karşın ne takım kaptanı Eda, ne Ebrar, ne Zehra ne de Vargas’ın ağızından, “Para” lafını duymadık. “Atatürk” dediler, “Kadınların rol modeli olduk” dediler. “Türk gençliği” dediler ama “Para” demediler! Üstelik kazandıkları Avrupa şampiyonluğu ile 500 bin Avro’luk turnuva ödülünü de kazanmışlardı, onun bile lafını etmediler. Sağ olsun, Cumhurbaşkanı ve bakanlıktan da ses çıkmadı. Allah’tan Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ, “Kazanılan ödülün tamamı takıma verilecek” dedi de konuya vakıf kesimin vicdanı rahatladı. Spor Bakanlığı ödül yönetmeliğinden gelecek 150’şer de Cumhuriyet altını var. Ama kendi alın terleriyle kazandıkları 500 bin Avro’nun dağılımıyla oyuncu başı verilecek 150 Cumhuriyet altınını üst üste koysak da ne yazık ki Kadın Voleybol Milli Takımı, basketbolun da futbolun da yanına yanaşamıyor bile. Görüldüğü üzere, bu ülkede prim de bile adaletsizlik var, kadınsan zaten hep 2. plandasın!