Arif Kızılyalın

Sevinmeye hakkınız var mı?

17 Ekim 2017 Salı

Birkaç saatliğine de olsa Güney sınırımızdaki İdlib krizini, ABD ile yaşanan vize kavgasını, dolardaki ani iniş-çıkışları, MTV’deki ‘ayak oyunları’nı unutturan bir gelişme yaşandı geçen hafta. Ampute Milli Takımımız, Türkiye’deki Avrupa Şampiyonası’nda ‘yenilmez Armada’ İngiltere’yi devirip şeref kürsüsüne çıktı. Hepimiz çok sevindik.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna’dan telefonla ulaştı Ampute futbolcu ve teknik adamlara, keza Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TV’den takip ettiği final maçında kaptan Osman’ın golü sonrası, “İşte bu kadar” dedikten sonra tüm gündemini bir yana bırakıp kutlama mesajı geçti. Sanatçılar, bilim insanları, işçisi, emeklisi, genci, yaşlısı yıllar sonra ilk kez tekvücuttu; ayağı, eli, kolu olmayan spor tutkunu gençlerin zaferi karşısında..
Gayrısızdık o akşam.. Diyarbakır Ofis, İzmir Alsancak, İstanbul Taksim, Trabzon Maraş, Malatya Turgut Özal, Isparta Süleyman Demirel meydanlarındaki kafelerden, “Golll...” sesleri yükseldi. Lazı Çerkez’e, Türkmeni Kürt’e, Boşnak’ı Roman’a sarılmıştı. Veriler beni yanıltmıyorsa, terör faaliyetleri bile durmuştu o 50 dakikalık zaman diliminde...
Galiba, 2002 Dünya Kupası’nda A Milli Futbol Takımımız’ın yarattığı rüzgârı estirmişti Ampute kardeşlerimiz...
Sevinmeyenimiz yoktu görüldüğü üzere; sevindik iyi hoş da bazılarımızın bu duyguları yaşamaya hakkı var mı acaba?
Eli, kolu, ayağı, bacağı olmayan ‘engelli’ kardeşlerimizin yürekleriyle yakaladıkları bu başarı karşısında, yüzleri kızarması gerekirken sevinenleri, göbek atanları hangi kefeye koyacağız?
Açıkçası ülkeyi yerel ve genel ölçekte yönetenlerin büyük bir bölümünün, engellilere çıkardıkları ‘yaşamsal’ engeller nedeniyle sevinmeye hakkı yok diye düşünüyorum.
Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Kadir Topbaş ile yeni başkanı Mevlüt Uysal’ın bence, Ampute takımın zaferini ağızlarına almamaları gerekiyor. Mesela, Pendik’te oturup, metro ve metrobüsle Avrupa yakasına geçen engelli kardeşlerimizin aktarma istasyonu Uzunçayır’da aylardır kullanılamayan asansör, bozuk yürüyen merdivenler nedeniyle mahsur kaldığından haberdar mı acaba İBB’nin eski ve yeni patronları! Ya da ‘giderayak’ amputelere ev vaadinde bulunan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, otobüslere binemeyen, binse, istediği durakta inemeyen, inse üst geçidin merdivenlerinde 10 kere düşme tehlikesi yaşayan engellilere ne diyecek?
Geçtim Belediye Başkanlarını, engelli otoparkına araçlarını bırakan duyarsız kesimin yüzü kızarmadı mı Amputeler Avrupa Şampiyonu olurken? Ya da üniversitelerde engelli giriş çıkışını kolaylaştıracak raylı sistemi kampüslere bir türlü monte ettiremeyen rektörler, sizler sevindiniz mi bu şampiyonluğa!
Liste uzar, gerek yok... Kısaca, “Duyarsızların bu zafere sevinmeye hakkı yok” diyelim yeter.
Görüldüğü üzere Devlet her ne kadar Türkiye’deki engelli sayısını nüfusun yüzde 8’i olarak açıklasa da, gerçek oranın yüzde 12.9’lara vardığını düşünürsek ve hazır şu Ampute Milli Takımımız da Türkiye’deki engelli varlığını bizlere anımsatmışken; ‘bir şey yapmalı’ demenin zamanı gelmedi mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları