Arif Kızılyalın

Yazma, konuşma!

30 Mayıs 2022 Pazartesi

“Daha ne kadar kötü olabilir ki derdim, Fransa’ya gelip de nasıl yoksullaştığımızı görene kadar” diyordu Paris sokaklarında dolaşan bir Türk.

Yanındaki, “Buraya gelebildiğine göre yoksul değilsin” yanıtını verdi. Tartışmanın tam ortasında kaldım.

İşin şakası bir yana, geçen yıl ve bir önceki yılla göre değerlendirdiğinizde Türk ekonomisi göçmüş durumda. Zaten 2013’ten bu yana hep kötüye gidiyordu şimdilerde ise yerlerde.

Aslında AKP iktidarının ülkede yarattığı çöküşü görmek için Fransa’ya gitmeye de gerek yok.

Çarşıya, pazara çıkmanız yeterli. En temel gereksinimlere yapılan “insafsız” zamlar Türk halkının alım gücünü düşürmekle kalmıyor, bugüne kadarki birikimlerini de tüketiyor.

Bu ekonomik darlığın yanında adaletsizlik, sığınmacı odaklı güvenlik sorunu, liyakatsizlik, dış politikadaki ahbap-çavuş(oğlu) ilişkisine dayalı strateji de işin cabası.

Hele iktidarın sıcak para bulmak için iğneden ipliğe her şeyi yabancılara özellikle de Katarlılara satma aymazlığı ülkemizin ulusal çıkarkarı adına büyük risk.

Cumhuriyet gazetesi, sorumlu yayın anlayışı gereği, bu gelişmeleri hafta boyunca siz değeli okuyucularıyla paylaştı.

Ekonomi Servisi Müdürümüz Jale Özgentürk, Katarlıların Galata Port, İstanbul Havalimanı ve Galatasaray Adası’na göz dikişini haberleştirdi. Gündem yaratan bu haberin hemen ertesinde Galatasaray kulübünün önde gelenlerinin, “Ada kırmızı çizgimizdir” çıkışını spor servisimizin sorumlusu Cumhur Önder Arslan, birinci sayfadan duyurdu. Ardından sağduyulu kesimin Galataport için harekete geçişi de toplumun en azından bir bölümünün kamusal reflekslerini koruduğunu gösterdi. 

Haftanın bir önemli gelişmesi ise kuşkusuz iktidarın “seçim kozu” olarak gördüğü sosyal medya yasasının ayrıntılarının ortaya çıkmasıydı. 2. Abdülhamit’in istibdat günlerini aratacak çizgide bir taslaktı. Ankara Büromuzdan Selda Güneysu ve Sefa Uyar, AKP-MHP’nin ortaklaşa olarak TBMM’ye sundukları “Sosyal Medya Yasası”nın tüm ayrıntılarını su yüzüne çıkardılar.

“Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altındaki taslak eğer yasalaşırsa, iktidar seçim öncesi istediği atı koşturur, kamuoyunun da ülke üzerine oynanan oyunlardan haberi olmaz. 

HFransa konusuna geri dönersek; geçen hafta sonunu Paris’te geçiren bir yurttaş olarak Türkiye ile Fransa, daha doğrusu Batı ile Türkiye arasındaki makasın kapanmayacak şekilde açıldığını görmek çok üzücüydü. Orada asgari ücret 1.400 Avro, bizde 4.250 TL, patates orada şu kadar, bizde bu kadar tartışmasına girmek çok doğru değil, konu sulanıyor. Yaşam standardındaki inanılmaz farklılığı da bir yere bırakırsak Fransa ve onun gibi ülkeler, teknolojide doruğa çıkmışlar biz yol ve köprü yapıp birilerini zengin ederken.

Örneğin, yeni tüm araçlar elektrikli. Fiyatlar da öyle bizdeki gibi vergilerle şişirilmediği için çalışan-emekli kesimce alınabilir noktada. Yine toplu taşımada tamamen elektriğe geçmek üzereler, çünkü hava kirliliği insan yaşamını tehdit ediyor. Elbette Avrupa’nın çöpünü 3-5 Avro için alıp toprağını zehirleyen bir ülke için hava kalitesi solda sıfır olabilir, ama yakında çevreyi kirleten ülkelere ticari yasak gelirse kimse şaşırmasın.

Yine ev eşyasından, günlük yaşam tercihlerine kadar her şey, kalite ve güncel zaman bağlamında bizden 5, 10, 15 yıl öteye gitmiş.

Çünkü iktidarlar (sosyalisti ya da liberali) önce çoğunluğun, yani kendilerine oy versin, vermesin halkın çıkarlarını gözetiyor, bazı ülkelerdeki(!) gibi 5’li çete ile onun altındaki 27-28 yandaş firmayı değil!

Gelenin de gidenin de amacı, insanların sosyal devlet sayesinde daha iyi bir standart tutturması ve daha sağlıklı yaşanacak bir dünya..

O yüzden iktidarın ya da çıkar çevresi medyanın dediği gibi ne Almanların, ne Fransız ya da İspanyollların bizi kıskandığı falan var. Zaten para birimi yerlerde olan, günde 8-9 dolara (bkz. asgari ücret) çalışan insanlara Batı kıskançlıkla değil olsa olsa acıma duygusuyla bakar, ki öyle!

Yeniden görüşmek dileğiyle...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları