Arif Kızılyalın

Yoksulluğun resmini çizdiler!

07 Mart 2022 Pazartesi

“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama..”

Vatan şairi Nâzım Hikmet, ressam Abidin Dino’ya seslenir yıllarca önce, eşi Vera için yazdığı “Saman Sarısı” adlı şiirinde.

Evet, o resim çizildi mi çizilmedi mi(*) tartışmasına girmenin pek bir anlamı yok ama sağ olsun AKP iktidarı ve “tek adam” yönetimi, geride kalan 20 yılda fırsatçılığın, iş bilmezliğin, son dönemde de yoksulluğun resmini çizdirdi güzel ülkemizin güzel insanlarına.

HER GEÇEN GÜN YOKSULLAŞIYORUZ

Yoksulluk sarmalı büyüyor; dün kar topuydu bugün çığa dönüştü elektrik, akaryakıt, un ve sıvıyağ zamlarıyla.

Benzin ve mazotun litresi 20 TL oldu. Temel gıda maddeleri fiyatı bir yılda iki, hatta üç misline çıktı.

Örneğin 4 Mart 2021 günü 7.23 TL olan benzin şu an 20 TL.

Yine aynı tarihte 6.62 olan dizel yakıt yüzde 202 zamla 20 TL’nin de üstünde.

Gelgelelim hükümet kanadından çıt çıkmıyor.

Bir ara ekonomiyi yönettiğini sanan “Damat” Bey ve ekibi, döviz krizi patladığında “Size ne dolardan, dolarla mı maaş alıyorsunuz” demişti. Şu sıralar birileri de TV’lere çıkıp “Benzine zam geldi, arabalarımızı az kullanırız olur biter” diyor pişkince!

O kişilere şöyle bakkal hesabıyla yanıt verelim: “Kırsalda yetişen ürünlerin, İstanbul’a Ankara’ya, İzmir’e veya Erzurum’a ulaştırılması için karayolu kullanılıyor genelde. Ve o yolu kullanan kamyonlar, TIR’lar mazot yakıyor. Bir yıl önce 6.60’a aldıkları mazota şimdi 20 TL ödüyorlar. Paralı yolu, köprüyü, tüneli saymıyorum bile!

SOYGUN DEĞİLSE NE?

Yine, tarlasında domates, ayçiçeği, buğday yetiştiren çiftçi, eski model traktörüne 20 TL’den mazot alıyor. Narenciye yetiştiricisi bahçesini sulamak için mevsimsel yağışları beklemiyor, pompajla getirdiği suyu kullanıyor. O pompaj için de elektrik parası ödüyor. Durum böyle olunca da fiyatlar arttıkça artıyor!”

Kabaca olacak ama, Jeep’li yeni nesil zenginlere sattığınız mazotu aynı paradan  üreticiye verirseniz zam fırtınasının önünü alamazsınız!

Sözün özü: Elektrik, doğalgaz, akaryakıt fiyatlarını tutamaz, bir de bu kalemlerden fahiş vergi alırsanız ülkeyi batırırsınız!

Geçenlerde iktidara yakın bir yorumcu “Kuzeyimizde savaş çıktı, o yüzden ekonomik krize girdik, enerji pahalandı” diyordu.

Savaşı bahane ediyorlar, kılıf arıyorlar beceriksizliklerine bir anlamda!

Kabul, savaş çıktı, çıktı da tedarik fiyatları 2-3 misline fırlamadı ki! Örneğin uluslararası piyasadan aldığımız, brent petrolün geçen yıl bu zamanlar 65 dolar olan fiyatı şimdilerde 113 dolar. Artış oranı yüzde 73!

Türkiye’de ise aynı ürüne gelen zam yüzde 202.

Bunun adı, soygun değil de ne!

Demek ki savaş, kantinci zihniyeti ile yönetildiği için teker patlatan bozuk ekonomimizin bahanesi olmuş!

Ne yazık ki sadece ekonomi de kötü yönetilmiyor ülkemizde; her alanda çöküş var!

Anımsarsınız, geçenlerde Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir anda “paket”lenip emekli ediliverdi. Ertesi gün bir kent turuna çıkacakken, uçak, salon ve konuşma metni bile hazırken, gece yarısı “affını” istedi Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nden.

Evet başarısızdı, geçtim stratejik planı, iki yıllık, bir yıllık hatta altı aylık bir planı bile yoktu! Ama sadece Pakdemirli miydi ülkedeki kötü gidişatın nedeni, yoksa ona plan yaptırmayanlar mı?

Sakın onu seçen kişinin “Her şeyi ben yöneteceğim” inadı sürüklüyor olmasın ülkemizi uçuruma!

Konu derin, konu ülkenin kurumsal hafızasının cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile çökertilmesi, konu güçler ayrılığının rafa kaldırılması!

Yoksa savaş falan bahane!

PANİĞİN NEDENİ

Son 48 saatte ülkede un, dolayısıyla ekmek ve sıvıyağ krizinin yaşanacağı söylentisi çıktı. Millet marketlere hücum etti. Bombardıman altındaki Kiev’de bile yaşanmayan görüntüler, İstanbul’un dev ölçekli marketlerinde yaşandı, insanlar birbirini ezdi!

Peki, bu panik niye? Kusura bakılmasın da un ve yağ ithal ettiğimiz Ukrayna ile Rusya savaşırken Bakanlığın “Tedarik sıkıntısı yok” sözüne AKP kadroları bile inanmıyorsa ortalık yangın yerine döner!

Bir zamanlar sırf Konya Ovası’ndaki buğday üretimimizle kendi kendimize yeterken, nasıl bu hale geldiğimize mi üzülelim, yoksa iktidar yalakası ithalatçıların sırf navlun ücretini düşürme adına Ukrayna-Rusya pazarı dışında başka coğrafyalarda tedarik anlaşması yapmamasına mı yanalım bilemedik; ama ülkenin günlük ve ahbap çavuş ilişkisi ile yönetildiği de bu örnekle bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Keşke şu panik ortamını yaşayacağımıza Tarım ve Ticaret bakanlıkları İBB Halk Ekmek’in, “Ne olur ne olmaz” diyerek un stoklamalarından kendilerine vazife çıkarıp eski adıyla TMO silolarını buğdayla doldursaydı!

İyi haftalar.

* Abidin Dino mutluluğun resmini çizmedi, mutluluğun şiirini yazdı. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları