Ayşe Yıldırım

Yargıya güvenin beyler

30 Mart 2017 Perşembe

Gazetelere bakıyorum. Aradığım şey Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın ABD’de tutuklanmasına dair haberler. Eski amiral gemisi “Türk Bankacı” olarak tanımlayıp Halk Bankası’nı spota saklamayı tercih etmiş ama yandaş medyada -ki bugün Türkiye medyasının yüzde 99’unu oluşturuyorlar- haberi göremiyorum. İkinci tura geçiyorum. Hadi bir kez de büyüteçle bakayım, belki gözümden kaçmıştır. Hah işte gerçekten gözümden kaçmış. İçlerinden biri bu önemli haberi atlamamış.

Sayfanın en altında sadece başlık olarak görmüş. Ama başlığı çarpıcı: ABD FETÖ’sü iş başında!.. Evet, evet Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklanmasından “FETÖ” sorumlu! İnternet sitelerini tarıyorum yandaş arkadaşların. Beni biraz aydınlatırlar diye umuyorum. Yanılmamışım. Büyük Türk medyası olayı aydınlatmış. Atilla’nın neden tutuklandığına, iddianamede nelerin yer aldığına dair haberler yerine “komplo”yu açığa çıkaran yorumlara göz atıyorum. Atilla’yı tutuklanan savcı vekili Joon H. Kim ilk hedefleri. Ellerindeki sağlam delile göre Kim, “FETÖ”cü. Çünkü, Rıza Sarraf’ı tutuklatan Başsavcı Preet Bharara ile “yıllarca çalışmış.” Yetmemiş bir de onun yerine vekâleten atanmış. Ve bu “skandal karar ile eski yönetimin Türkiye-ABD ilişkilerini bozmak için son hamle”yi yapmış.

Başka bir delilleri daha var. Atilla’nın tutuklanması “FETÖ’cü hainler tarafından sevinçle karşılanmış” çünkü “tutuklama kararının hemen ardından mahkeme kararını sosyal medya üzerinden yaymaya başlamışlar.” Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da benzer şeyler söylüyordu: “Görevden alınan, FETÖ ile yakın olan Bharara’nın hazırladığı iddianameden yola çıkan, önceden hazır olduğu bir planla yapıldığı görülüyor. Hemen mahkemeye de çıkardılar.” Hollanda’ya, Almanya’ya kükreyen Çavuşoğlu, niyeyse ABD’ye kükremiyor, aksine bugün Türkiye’ye gelecek ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile görüşmesinde konuyu gündeme getireceklerini ve endişelerini bildireceklerini söylüyordu. Oysa biz kendisinden “lale”li bir açıklamayla meydan okumasını “Eyy Amerika” naralarını beklerdik… Gelelim iddianame meselesine. Hafiye bakana göre Bharara’nın hazırladığı iddianameden yola çıkılmış! Enteresan. En azından Atilla’nın bir iddianamesi var. Bakın “bağımsızlığıyla” övündüğünüz ülkenizde insanlar aylardır tutuklu ve ortada iddianameleri bile yok. Neyle suçlandıklarını bile bilmiyorlar. Almanya’ya “bizim yargı sizinki gibi değil bağımsız” demek, ABD yargısını FETÖ’nün ele geçirdiğini söylemek kolay, hadi 150 gündür iddianame bekleyen Cumhuriyetçilerin iddianamesini hazırlayın da görelim bağımsız yargınızı. 17-25’i Türkiye’de kapatmak kolay da ABD’de kapatmak kolay mı biz de onu göreceğiz. Hani çok sık kullandığınız bir cümle vardı ya; yargıya güvenin beyler...

Çağdaş Türkiye!

Cumhurbaşkanı CHP’lilerin “Hayır” çadırındaki konuşmasını anlatıyordu Samsun’da: “Hayır çadırındakilere ‘Niçin hayır diyorsunuz, bana bunu söyler misiniz?’ dedim. Dediler ki ‘Biz çağdaş bir Türkiye istiyoruz’. ‘Şu anda çağdaş bir Türkiye yok mu? Neyiniz eksik’ dedim. Yollarımız, köprülerimiz, hızlı tren, okullar yok mu? 14 sene önce bunlar var mıydı? Ama şimdi bunlar var.” Bu sözleri duyunca aklıma Hitler Almanyası ve Dubai geldi. Hitler de dünyanın ilk ulusal karayolu sistemini kurmuş, otoban seferberliği başlatmıştı. Emirlikle yönetilen Dubai de binadan geçilmiyor hatta dünyanın en yüksek binasına bile sahip. Anlaşılan insan hakları, demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü gibi ilkeler yerine yol, köprü, hızlı treni kriter olarak alan Erdoğan’ın çağdaşlık anlayışı Hitler Almanyası ile Dubai arasında bir yerde.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları